"تطارده" - Translation from Arabic to Turkish

• takip
• Peşinde
• kovalayıp
• kovalarken
• kovaladığın
• kovalıyordun
• kovaladığınız
• onu kovalıyor

Sen ise eğlence olsun diye onu takip ediyorsun. Bu doğru değil.
الأن أنت تطارده لمجرد المتعه هذا ليس صواب

Samir'in dediğine göre kız aylardır onu takip ediyormuş ama polisten sessiz kalmasını istemiş çünkü karısının öğrenmesini istemiyormuş.
هو يدعي انها كانت تطارده لأشهر لكنه توسل لنا ان نصمت لإنه لم يرد لزوجته ان تكتشف الامر

Peşinde olduğun adamla bunun bir ilgisi var mı?
هل ذلك الرجل الذي كنت تطارده لديه مشكلة مع هذه ؟

FBI'nın onun Peşinde olduğunu söyle.
أخبره أن المباحث الفيدرالية تطارده هل أنت تمزح

Hayatınızda hiç, bir polis memuruna, onu cadde boyunca kovalayıp, arkasından yumruk atmak isteyecek kadar, sinirlendiniz mi?
هل سبق لك وأن كنت غاضباً جداً من فتى المتر لدرجة أنك تطارده في الشوارع لتلكمه في الظهر فحسب ؟

Sen kapıdan çıkıp onu kovalarken, o başka kapıdan sürünerek giriyor.
تطارده من باب, يزحف داخلًا من الباب الآخر

Ya kovaladığın adam, gerçekten buradaysa? - Bu imkansız.
‫ماذا لو كان الشخص ‫الذي تطارده موجوداً هنا فعلًا؟

- Onu sen de kovalıyordun!
-لقد كنت تطارده أيضاً !

İki tekerden birini devreden çıkartırsan, mesela, anahtarlar ile ağırlaştırılmış bir ağ ile, kovaladığınız katil, uyuşturucu patronu aniden sürmek yerine, uçmaya başlar.
إذا تخلصنا من أحد الإطارين مثلًا عن طريق تشبيك المرسأة بشدة و تاجر المخدرات القاتل الذى تطارده

Veya onu o kadar uzun süredir takip ediyorsun ki bundan vazgeçemiyorsun.
أو ربما كنت تطارده لمدة . طويلة ولاتعرف متى تتوقف

O seni dikkate almıyor ama sen bir aptal gibi onu takip ediyorsun.
هو لا يهتمّ بك لكن تطارده مثل أحمق

Onu takip etme. Dolaş ve yumruklarını engelle.
لا تطارده إلتف من حوله ثم أضربه

Bence gerçek bir polis en azından Peşinde olduğu adam tarafından da bilindiğinin farkında olurdu.
أظنّ أن الشرطيّة الحقيقيّة سيكون لديها على الأقلّ إحساس بأنّها كانت في حضرة الشخص الذي تطارده

Geri dönüp duruyor. - Neyin Peşinde bilmiyorum.
إنها تعود كل فترة أريد أن أعرف ما تطارده

Peşinde helikopter, polisler, köpekler var ama yine de kaçtı.
الحوامة تطارده, الكلاب, الشرطة, ولكنه هرب

Bir de bir duman canavarının onu öldürmek için kovalayıp durduğunu söyledi.
وكان يخبرني أن هناك روح شريرة من الدخان... تطارده عبر أنحاء البلاد، محاولة النيل منه.

Sen onu kovalarken... dua et de orası yeterince dar olsun.
بقدر ما تطارده بشكل يرثى له من الأفضل أن تأمل ألا يكون لديه متسع ليستدير

kovaladığın hani?
الشخص الذي كنت تطارده ؟

Ve sizin kovaladığınız da tam bu, bir gölge.
و هذا ما تطارده أيها المفتش ظل

Evet, ama polisler onu kovalıyor.
حسناً، لقد جعل الشرطة تطارده الآن.