gönüllü olduktan sonra hatırladım, ben bugüne dek hiç parti vermedim. | Open Subtitles | لكن بعد ما تطوّعت أدركت بأنّني لم أقم حفلةً من قبل مطلقاً |
Kusura bakmayın doktor, bu yaz yoğun bakımda gönüllü olarak çalışmıştı. | Open Subtitles | آسفة يا دكتور، لقد تطوّعت في غرفة رعاية هذا الصيف. |
Neye gönüllü olduğunun hakkında hiçbir fikrin yok değil mi? | Open Subtitles | ليس لديك فكرة عمّا تطوّعت لأجله أليس كذلك؟ |
Yedili cinayete mi gönüllü oldun? | Open Subtitles | هل تطوّعت لإشراكنا في قضية جريمة قتل سباعيّة؟ |
Esasında, vekillik programına gönüllü olmak için gelmiş. | Open Subtitles | في الواقع، تطوّعت لبرنامج الشريك البديل. |
Lise boyunca hastanede gönüllü olarak çalıştım. | Open Subtitles | تطوّعت للخدمة في المركز الطبي بالمقاطعة خلال فترة المدرسة الثانوية. |
Evet, sırf onunla aynı odada olabilmek için devamlılık dosyalarını düzenlemeye gönüllü oldum. | Open Subtitles | أجل, لقد تطوّعت لإعادة ترتيب نظام الملفات الأبجدي لسخافة الحضور... فقط لكي أتواجد... في نفس الغرفة برفقتها. |
Hayır. Aslında kız kardeşin bu iş için gönüllü oldu. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة، أختك تطوّعت لذلك العمل |
Biliyorum efendim. Savaşmak için gönüllü olmuştum. | Open Subtitles | أعلم سيّدي، لقد تطوّعت للحرب فيها |
Uygun olan birkaç seçenek vardı ama ben erken boşalma projesine gönüllü oldum. | Open Subtitles | لكنني تطوّعت للعمل على مشروع "القذف السابق لآوانه" |
- Onları gönüllü olarak ben test ettim. | Open Subtitles | تطوّعت عندما هم كانوا يختبرونهم. |
Peki neden imha gücü için gönüllü oldunuz? | Open Subtitles | إذًا لمَ تطوّعت في قوّة القصاص؟ |
Machin'i durduramazsak tahliye işlemlerini sen yürüteceksin. Bu işe gönüllü olduğumu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | .فستقود إخلاء عامًا - .لا أذكر أنّي تطوّعت - |
Hanelerine cihadı tekrar getirmek için şehit olmaya gönüllü oldum. | Open Subtitles | تطوّعت لأكون شهيدة لأجلب الجهاد لبيوتهم |
Oğlunuzun bir kurban olmasına gönüllü oldunuz. | Open Subtitles | أنت تطوّعت بإبنك ليكون الضحيّة. |
Bir dümenciye ihtiyacınız olduğunu duyunca gönüllü oldum. | Open Subtitles | -فالريس)، سيدي) . أبْلِغنا أنكم بحاجة إلى مُوجِّه دفّة، لذا تطوّعت. |
- Ama sen gönüllü oldun. - Hey Nick. Evian mı? | Open Subtitles | وأنت تطوّعت يا، نيك افيان؟ |
- Kapatmak için gönüllü mü oldunuz? | Open Subtitles | - نعم، هل تطوّعت للغلق؟ - نعم. |
"Kusura bakmayın, yoğun bakımda gönüllü olarak çalışmıştı"? | Open Subtitles | "آسفة، لقد تطوّعت في غرفة عناية"؟ |
Eğer Sheppard'ın yarısı kadar bir adam olsaydın... takası kendin yapmaya gönüllü olurdun. | Open Subtitles | (إن كنت نصف رجولة (شيبارد لكنت تطوّعت لإتمام الصفقة بنفسك |