"تظنه" - Translation from Arabic to Turkish

• Sence
• düşünüyorsun
• düşündüğün
• sanıyorsun
• düşündüğünü
• düşünüyor
• dersin
• sandığın
• düşündüğünüz
• san
• düşündüğü
• düşünüyorsan
• düşünüyorsunuz
• Sizce
• sanıyordun

Sence, kabul ediyorum demeden önce kötü olasılıkları düşünmemiş midir?
ألا تظنه وضع في حسبانه كل الإعتبارات قبل أن يتزوجها

Sence bu konuda ne yapmalıyım?
رجل لرجل ما الذى تظنه إننى سأفعله بشأن هذا الأمر ؟

Sen, kardeşinin hastalarını ayartmaya çalıştığını düşünüyorsun sen de kardeşinin seni küçümsediğini düşünüyorsun.
أنت تظنه يحاول سرقة مرضاك وأنت تقول أنه يحاول إضعاف مكانتك كطبيب نفسي

Öğle yemeği istediği için mi kıçından şiş çıkarttığını düşünüyorsun?
هل تظنه أخرج شفرة من مؤخرته لأنه يريد غدائاَ ؟

Son altı ayda hayatını değiştirebileceğini düşündüğün bir şey oldu mu?
ما الذي تظنه حصل في اخر 6 شهور وغير من حياته؟

Bütün kadınların aptal olduğunu sanıyorsun, ama öyle olmadığımı bilesin diye.
لأنني أردتك ان تعرف اني لست بالغباء الذي تظنه بكل النساء

- Hey, Sence bisküvi üzerine sümük müdür?
ماذا تظنه سيكون؟ بسكويت محشو مخاطا جافا؟

Sence biz bunu para için mi yapıyoruz?
هل تظنه أمراَ يتعلق بالمال بالنسبة لنا ؟

Burası nereye çıkıyor Sence?
إلى أين تظنه سيوصلنا ؟ على الأرجح لمكان أسوأ من هنا

Sence katolik bağlılığı, kulübe olan bağlılığının önüne geçmiş olabilir mi?
تظنه ربما موالاته الكاثوليكية غيرت التزامه للعصابة ؟

Burası hakkında ne düşünüyorsun bilmiyorum ama ben seviyorum
لا أعرف ما الذي تظنه عن هذا المكان لكنني أحب أن أكون هنا

Ne istediğimi biliyorsun, ya da en azından düşünüyorsun, ama birisi sana bu konuda yardımcı olmalı.
او على الأقل ما تظنه ولكن هناك بالتأكيد شخصاً ما ساعدك بالحصول على هذه المعلومه

Basına gidip de katilin siyahi biri olduğunu söylersek ne olacağını düşünüyorsun?
ما الذي تظنه سيحصل ان ذهبت للصحافة واخبرتهم ان القاتل اسود؟

Bunun bana moral vereceğini mi söylüyorsun yoksa düşündüğün gerçekten bu mu?
هل تقول هذا لكي تُطمأنني أو هذا حقاً ما تظنه أنت ؟

Çünkü eğer sen bildiğini okuyorsan, yanlış olduğunu düşündüğün kişinin de bildiğini okuması mantıklı olmaz mı?
لأنك لو بقيت في حقيقتك، أليس من المنطقى أن الشخص الذى تظنه مخطئ هو أيضًا بقا فى حقيقته؟

Annen ölmeden önce, sen iki sene yemişken onunla kim ilgilendi sanıyorsun?
من تظنه اعتنى بأمك عندما ماتت بينما أنت في السجن لمدة سنتين؟

Arayanlarına tavsiye mi verdiğimi sanıyorsun?
ما الذي تظنه أنني أعطي نصائح إلى متصيليك؟

Ama kesinlikle o düşündüğünü düşünmüyorum.
و أنا أعرف ما الذى تظنه و لكننى لا أفكر فيه

Tabi hala onun J. F. Kennedy olduğunu düşünüyor. Anne, bilmen gereken...
طبعاً، هي تظنه من آل كينيدي متخفياً أمي يجب أن تعلمي هذا

-Rubin, hücrelere ilk girecek kişi kim olacak dersin?
روبن , من تظنه سيكون أول من سيدخل إلى الزنزانة

Simon Elder sandığın adam değil ne de patronun öyle.
ليس سايمن إيلدر بالرجل الذي تظنه ولا رئيسك أيضاً

Siz doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapıyorsunuz, dışarıdan nasıl gözükürse gözüksün, bende öyle.
أنت تفعل فقط ما تظنه صائباً وبصرف النظر عما تؤول إليه مثلي تماماً

Sen öyle san.
هذا ما تظنه أنت

Şunu anlamalısın sen. Önemli olan polisin ne düşündüğü.
لابد أن تضعى فى أعتباركِ شيئاً واحداً إن ما تظنه الشرطة هو ما يهم

Ama bunu bana yetiştiren biri olduğunu düşünüyorsan ihtimaller çok azalır.
لكن شخص تظنه أخبرني قد يضيق هذا دائرة البحث

Söyleyin, arama ekibinin erkeklerinden hangisinin cinsel saldırgan olabileceğini düşünüyorsunuz?
أخبرني، من بين الرجال المشتركين بعملية البحث أي واحد تظنه شخصاً يتصف بالعنف الجنسي؟ أي نوع من الأسئلة هذا؟

- Çekilin yolumdan. Şu tuhaf elbiseli adam. Sizce o kim olabilir?
ذاك الرجل صاحب الزي الغريب من تظنه يكون ياسيدي ؟

O konuşmayı yaparken ne olacağını sanıyordun?
ماذا كنت تظنه سيحدث عندما ألقيت تلك الخطبة؟