Yerleşkede boşu boşuna öğrencilik yaptığımı düşünmeyin bile. | Open Subtitles | لا تظنوا أني بقيت تلميذ في المستوطنة للاشيئ |
Bu onu daha tahmin edilebilir kılıyor ama bir saniye için bile onu yakalamanın kolay olacağını düşünmeyin. | Open Subtitles | انه معتد متحفز جنسيا هذا يجعله اكثر قابلية للتنبؤ بتحركاته ولكن لا تظنوا للحظة |
Sırası gelmişken, bu acımasızlığımın kişisel başarısızlıkla alakası olduğunu düşünmeyin. | Open Subtitles | بالمناسبة، لا تظنوا أنني عابس بسبب عقدة ما |
Ve de tabi ki mutluluk hakkında bir film yapmak değmez diye düşünebilirsiniz, | TED | وبالطبع يمكنكم أن تظنوا أن العمل على فيلم عن السعادة ليس جديرا بالإهتمام٬ |
Yönettiğim bölüğün çelik bakışları koca yumrukları olan egzotik silahlar taşıyan komandolardan oluştuğunu düşünebilirsiniz. | TED | ربما تظنوا ان من اقودهم .. هم حادوا النظر .. هائبوا المنظر .. يحملون الاسلحة الثقيلة |
Bir şey bildiğimi niçin düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تظنوا بي ذلك ؟ |
İmhadan bahsettiğimi düşünmenizi istemiyorum. | TED | لا أريدكم أن تظنوا أن هذا عن استئصال الهوية. |
Bildiğinizi sandığınız her şeyi unutun, çünkü hiçbir şey bildiğiniz yok. | Open Subtitles | انسوا كل شىء تظنوا أنكم تعرفوه لأنكم لا تعرفون أى شىء |
Kazanıp kazanmamanın önemli olmadığını düşünmeyin, tamam mı? | Open Subtitles | لا تظنوا أن هذا ليس مهماً, أن لا تفزن, حسناً؟ |
Makineli tüfek veya havan topunuz var diye devriyeleri aksatabileceğinizi düşünmeyin sakın. | Open Subtitles | ولا تظنوا لأنكم حاملي المدافع الرشاشات ستفلتون من هذه الدوريات |
Benimle oyu oynamayın. Sakın bunu yapabileceğinizi düşünmeyin. | Open Subtitles | لا تعبثوا معي لا تظنوا أبدا، أبدا بأنكم قادرون على هذا |
Öyleyse sarhoş olduğumu düşünmeyin. | Open Subtitles | . لا ينبغي ان تظنوا اننى سكران |
Sakın sizden vazgeçemeyeceğimi düşünmeyin. | Open Subtitles | ولا تظنوا أنني سأعجـز من دونكم! |
En güzel günlerimin arkamda kaldığını düşünebilirsiniz ancak bu modası geçmiş kızın hâlâ yeni numaraları var. | Open Subtitles | ربما تظنوا أن أفضل أيامي قد مضت لكن هذه الفتاه القديمة لازال لديها بعض الخدع الجديدة |
Şimdi, bu adamın kaderinin Bayan Elsa'nın ellerinde olduğunu düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | قد تظنوا بأن مصير هذا الرجل بين يداي |
Hemşirelerden daha fazlasını bildiğinizi düşünebilirsiniz ama bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | ربما تظنوا أنكم تعرفون أكثر منهن |
Norris'i bizim öldürdüğümüzü neden düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | لمَ تظنوا أننا من قتل (نوريس)؟ |
Russell Cole'u öldürdüğümü mü düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم تظنوا انى قتلت (روسيل كول)؟ |
Bu Jared hakkında ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا تظنوا ب(جاريد) يا رفاق؟ |
Virüsün tehlikesini önemsizmiş gibi gösterdiğimi düşünmenizi istemiyorum. AIDS salgınının ezici geçmişini görmezden gelmiyorum. | TED | ولا أُريد منكم أن تظنوا أنى أقلل من خطورة هذا الفيروس، وأنا لست متجاهلاً للماضي الأليم الذي صاحب تفشي وباء الايدز. |
Gün batımında dans ettiğinizi sandığınız zamanlarda şimşek sizi devirebilir. | Open Subtitles | حينما تظنوا انكم ترقصوا في اشعه الشمس من الممكن ان تقوم صاعقه بتدميرك |