"تظنين أنكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu düşünüyorsun
• olduğunu sanıyorsun
• sandın
• sandığın
• zannediyorsun
• olduğunu mu düşünüyorsun
• düşündüğün
• sandığını

Buralarda ben her şeyi yapabilirim havanla kasıla kasıla yürürken görüyorum ve kadın bir doktor olduğun için, çözümün bir parçası olduğunu düşünüyorsun, ama değilsin.
لقد رأيتك بتصرفِك الذي يوحي بأنه يمكنكِ فعل شيئاً و بسبب انك دكتوره تظنين أنكِ جزء من الحل

O evlilikte yalnız olduğunu düşünüyorsun ama değilsin.
تظنين أنكِ الوحيدة في ذلك الزواج فأنتِ لستِ كذلك

Yenilmez olduğunu sanıyorsun, ama değilsin.
, لو أنكِ تظنين أنكِ لا تقهرين أنتِ مخطئة

Beni resimlerde gördüğünü mü sandın?
تظنين أنكِ رأيتينى فى الأفلام؟

Bazen gördüğünü sandığın şeyi, aslında gerçekten de görmüşsündür.
أحياناً ما تظنين أنكِ رأيتيه هو ما رأيتيه فعلاً

Grip olur gibi yakalandığını mı zannediyorsun?
هل تظنين أنكِ ستصابين به كما تصابين بالبرد؟

Hatalardan muaf olduğunu mu düşünüyorsun?
تظنين أنكِ معصومة من الخطأ؟

Haklı olduğunu düşündüğün zaman çok fazla inatçı oluyorsun.
أنت عنيدة للغاية, عندما تظنين أنكِ على حق.

Teşekkürler. Özel olduğunu düşünüyorsun.
شكرًا تظنين أنكِ مميزة

-Sen neden sen olduğunu düşünüyorsun?
-ولمِ تظنين أنكِ أنت ؟

Özel olduğunu sanıyorsun.
تظنين أنكِ في الواقع خاصة.

Karşındakinin kim olduğunu sanıyorsun sen?
مع مَن تظنين أنكِ تتكلمين؟

Özel olduğunu sanıyorsun, değil mi?
تظنين أنكِ مميّزة، أليس كذلك؟

Hallettiğini mi sandın?
حسناً هل تظنين أنكِ نجحتِِ بفهمهم ؟

Ne yaptığını düşün! Bununla kaçabileceğini mi sandın!
فكري بما فعلتي تظنين أنكِ ستنجين من العقاب!

Bazen gördüğünü sandığın şeyi, aslında gerçekten de görmüşsündür.
ما تظنين أنكِ رأيتيه أحيانًا، هو بالضبط ما رأيتِ

Şimdi bize gördüğünü sandığın şeyi söyle.
لذا أخبرينا بما تظنين أنكِ قد رأيته

Bencil ve kibirlisin. Bunun sana ilahi bir hak olarak verildiğini zannediyorsun.
أنانية متكبرة، تظنين أنكِ فوق الجميع

Benden daha kuvvetli olduğunu mu zannediyorsun?
تظنين أنكِ أقوى مني؟

Bir ebeveyn olarak başarısız olduktan sonra-- Anne olarak başarısız olduğunu mu düşünüyorsun?
تظنين أنكِ خذلتيهم كوالدة؟

Benden daha zeki olduğunu mu düşünüyorsun?
تظنين أنكِ أذكى مني,

Bunun bir zaman kaybı olduğunu düşündüğün için üzgünüm.
و أنا آسف أنكِ تظنين أنكِ ضيعتِ وقتكِ

Şimdi, bak; kendini odadaki en zeki insan sandığını biliyorum ve buna saygı da duyuyorum, çünkü ben de kendim için böyle düşünüyorum ama söylediğim şeyleri dinlemek zorundasın.
أعلم أنكِ تظنين أنكِ اذكى شخص في هذه الغرفة و أنا أحترم ذلك لأنني أظن نفسي كذلك لكن عليكِ أن تستمعي لما سأقوله