Bir tartışma yaşadık. Silahların tehlikeli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | خضنـا جدال إنـها تظنّ أنّ المسدسات خطيرة. |
Her şeyin yolunda olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | -ويبدو أنّها تظنّ أنّ كلّ شيء بخير حال |
Bunun Pakistan için çok aşağılayıcı olduğunu düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تظنّ أنّ هذه الحادثة مهينة لباكستان؟ |
Bunun biraz fazla olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تظنّ أنّ هذا متطرّف بعض الشيء؟ |
Hepsinin masal ve gazete hikayelerinden ibaret olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | تظنّ أنّ كل شيء عبارة عن روايات وقصص الجرائد |
Neden eğlenceli olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لماذا تظنّ أنّ الأمر رائع؟ |
Ayağını uzatıp canının istediğini yapmanın gerçeklik olduğunu düşünüyorsan kendine hâlâ asker diyebilir misin? | Open Subtitles | ،هل تظنّ أنّ سلك الطريق السهل التصرّف كما تشاء، هو الواقع؟ و بإمكانك أن تُطلِق على نفسك لقب جندي؟ |
Beth hâlâ Gabe'in güvenilir bir kaynak olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | (بيث) ما تزال تظنّ أنّ (غايب) مصدر موثوق |
O bile John'un kötü örnek olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | -حتّى هي تظنّ أنّ (جون) ذا تأثير سيّء |
Bunun önemli bir şey olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | -ألا تظنّ أنّ هذا عمل مهم؟ |
Neden rahibin bir tehdit olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لمَ تظنّ أنّ هذا الكاهن خطِر؟ |
Niçin Lisbeth'in masum olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لمَ تظنّ أنّ (ليزبيث) بريئة ؟ |
Eğer bu zarfın anlamsız olduğunu düşünüyorsan, neden açmıyorsun? | Open Subtitles | إذا كنتَ تظنّ أنّ ذلك الظّرف بلا فائدة فلماذا لا تفتحه إذًا؟ |
Yapılacak en iyi şeyin bu olduğunu düşünüyorsan gerçekten, yardım edeceğim. | Open Subtitles | وإنْ كنتَ تظنّ أنّ هذا هو أفضل تصرّف، سأساعدك |