Hala anneni bulman gerekiyor. | Open Subtitles | أعني، لا يزال أمامكِ أن تعثري على والدتكِ |
Senden birini bulmanı istiyorum. Mikhaylo Sczerbiak. | Open Subtitles | ^اريدك ان تعثري علي احدهم اسمه ^ميخيلو سوربياك |
O yıl bitmek üzere ve hiçbir şey bulamadın. | Open Subtitles | السنة على وشك أن تنتهي وأنتي لم تعثري على أي شيء |
Sadece doğru bağlantıyı, doğru devreyi bulmalısın. | Open Subtitles | انتِ عليك فقط ان تعثري على الاتصال الصحيح من الدائرة الصحيحة |
hayır, çoğu üvey annenin iftiralarından sonra, emin ol ki üzerindeki kem gözlerde beni bulamayacaksın. | Open Subtitles | لا ، تأكدي لن تعثري علي بعد التشهير بمعظم زوجات الآب |
Onu bulup, beni arar mısın? | Open Subtitles | هل يـُمكنكِ العثور عليها والاتصال بي عندما تعثري عليها؟ |
Sevgiyi anlatacak daha iyi bir hediye bulamazsın. | Open Subtitles | لن تعثري على هدية أفضل تقول، "هذا حب كان مقدرًا له الحدوث" |
Ben burada kalacağım. Saklanacak bir yer bul, tamam mı? | Open Subtitles | سابقى هنا بأسفل، عليكِ أن تعثري على مكان لتختبئي، مفهوم؟ |
Dostlar edinirsin kader arkadaşını bulursun ve onlara yaslanırsın. | Open Subtitles | يجب أن تعثري على أصدقائك، والشخص المقرب منكِ، وتعتمدي عليهم. |
Şimdi kontrol panelinde USB girişini bulman gerek ve telefonuna bir A.V. adaptörle bağla. | Open Subtitles | الآن أريدك أن تعثري على المنفذ للجهاز الذي يوصل للكمبيوتر على لوحة التحكم وأوصلي الهاتف به بإستخدام المحول |
Beni bulman bile 24 yıl sürmüş. | Open Subtitles | أستغرق منكِ الأمر 24 سنة حتى تعثري عليّ. |
Kendini iyi hissetmeye başladığında onu bulman zor olmayacaktır. | Open Subtitles | لكنعندماتشعرينبالقوة، ليس من الصعب أن تعثري عليه |
Böyle yapıyorsam kendi cevaplarını bulmanı istediğim içindir. | Open Subtitles | ما أحاول فعله هو مساعدتك كي تعثري على إجاباتك |
Onu ektim ve senin ona birini bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | لقد تخليت عنه، وأريدكِ أن تعثري على شخص لأجله. |
O günkü tüm dosyalarını bulup ameliyat sonrası hangi hastalara, hatta nerelere dokunduğunu bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعثري على كل بياناتك من ذلك اليوم، اعرفي كل مريض قمتِ بلمسه بعد جراحته، أو في أي مكان، على أي حال. |
Yani hiç bulamadın mı? | Open Subtitles | تقصدين إنكِ لم تعثري عليها أبداّ ؟ |
Ama henüz aradığın şeyi bulamadın. | Open Subtitles | ولكنكِ لم تعثري على سبب مجيئكِ بعد |
Onları bana ulaştırmanın bir yolunu bulmalısın. | Open Subtitles | لابد من أن تعثري على اي وسيلة لارسالهم لي |
Ama o takım elbiseli bir erkek değil. Takım elbiseli bir erkek bulmalısın. | Open Subtitles | لكنه ليس رجل ببذلة يجب أن تعثري على رجل ببذلة |
Onları bulamayacaksın. | Open Subtitles | لن تعثري عليهم مع عملية التبني المغلقة |
Endişelenmen gereken onu bulup bulmamak değil onu bulduğunda neyle karşılaşacağın. | Open Subtitles | لا يهم إذا عثرتي عليها أم لا هذا لا يجب أن يقلكي ما يهم هو ماذا ستجدين عندما تعثري عليها |
Asla evin yolunu bulamazsın. | Open Subtitles | سأرحل. لن تعثري على طريقك للمنزل. |
"Kaderini bul." Buldunuz mu? | Open Subtitles | ،عليك أن تعثري على قدرك هل عثرتِ عليه بعد؟ |
Kendine yeni birini daha iyi bulursun. | Open Subtitles | لذا، من الأفضل لك أن تعثري على واحدة جديدة |
Birini bulana kadar olabildiğince hızlı koş ve bulduğun kişiye güven, tamam mı? | Open Subtitles | فقط أهربي بأسرع ما تستطيعين حتى تعثري على شخص تستطيعن الثقة به |
Sanırım üst raftaki gazetelerin üzerinde bir tane bulabilirsin. | Open Subtitles | أظن أنك من الممكن أن تعثري على أكثر من واحدة عند وكيل الأخبار، على الرف العلوي. |