"تعذيبها" - Translation from Arabic to Turkish

    • işkence
        
    • işkenceye
        
    Tamam sen Laura'yla git, iyi ve işkence edilmeyi hak etmeyecek birine benziyor. Open Subtitles إذن، إذهبي مع لورا، والتي تبدو طيبة والتي لا تستحق ان يتم تعذيبها
    Belki işkence gördüğü sırada bunu söylememiştir. Open Subtitles ربما لم تفصح عن مكانها حين تم تعذيبها و ضربها
    Mağdurun işkence gördüğü ve tecavüze uğradığı bildirildi. Open Subtitles الناجية صرّحت بأنه تم تعذيبها و إغتصابها
    Sonra ayıltmak için epinefrin kullanmış ölmek üzereyken, sırf tekrar tekrar işkence edebilmek için. Open Subtitles ثمّ إستخدم الإيبينيفرين لإنعاشها عندما كانت قريبة من الموت، حتى فقط يمكنه تعذيبها ثانيةً من البداية
    Defalarca tecavüze ve işkenceye uğramış. Open Subtitles لقد تم اغتصابها مرارا و تكرارا و تم تعذيبها
    Daha fazla para istiyordu yani ödemesi için işkence yapılıyor olabilir. Open Subtitles إنها تطلب المزيد من المال لذا قد تكون تتلقى المال ليتم تعذيبها
    Masum bir kadını, Aktaion'un onun üstünde deney yapıp ona işkence etmesi için teslim ettin. Open Subtitles وانتي فقط , سلمتي امراة بريئه ليتم تعذيبها من الاكتايون
    - Evde değil diye biliyorum. Galiba işkence etmek onu acıktırmış. Open Subtitles سمعتها تغادر البيت، أظن تعذيبها للغير يجوّعها.
    İstedikleri kadar işkence edebilirler. Open Subtitles يمكنهم تعذيبها بشدة.. لكنها لن تتفوه بكلمة.
    Ona işkence yapamazlar mı Bilgileri yazmaya mı? Open Subtitles ‫ألا يمكنهم تعذيبها ‫لإعطائهم المعلومات خطيا؟
    Bir noktada, bu işkence odasında kaçmayı başardı ve komşusunun evine gitti ama Sahar oraya gittiğinde, komşular onu korumak yerine onu eşinin evine geri götürdüler ve Sahar daha şiddetli bir işkenceye maruz kaldı. TED و في لحظة ما، استطاعت الهرب من غرفة التعذيب هذه إلى بيت الجار، و عندما ذهبت هناك، بدلاً من حمايتها، أعادوها سحباً إلى بيت زوجها، و تم تعذيبها بشكل أسوأ من ذي قبل.
    Onu oraya götürmekteki amacın... kızı kaçırmak, ırzına geçmek... işkence etmek ve öldürmek miydi? Open Subtitles هل أخذتها إلى هذا الموقع... ... بقصد الخطف والاغتصاب... ... تعذيبها وقتلها؟
    Bir yoldaşına işkence etmişler, o da onun adını vermiş. Open Subtitles صديقة لها تم تعذيبها فذكرت لهم اسمها
    Denna'nın işkence ettiği kadın senin de annen. Open Subtitles تلك المرأة التي تعذيبها "دينا" هي أمّك أيضا.
    Yani beni konuşturmak için karıma işkence mi edecek? Open Subtitles تعني بأنه يريد تعذيبها ليجعلني أخبره بما أعلم حول المقاومة في "سنجالا"؟
    Bir tek bana mı işkence etmeye karar verdi? Open Subtitles لماذا أنا الوحيدة التي قرر تعذيبها ؟
    Ben Casey ile gidip Norseman'i alıyorum, Sarah sen de annemle kal ve işkence görmediğine emin ol. Open Subtitles كى أحضر النورثمان "ساره" إبقٍ مع أمى تأكدى أن لا يتم تعذيبها لا أحتاج دعم
    Buz kesmiş günler ve geceler içinde işkence gördü. Open Subtitles حيث تم تعذيبها ليلا ونهارا في برد قارس
    ..işkence edilmiş ve öldürülmüş bir şekilde bulundular Open Subtitles ثم يتم تعذيبها وقتلها بمنزل العائلة
    Kim bilir 30 yıldır hangi şartlarda tutuldu, hangi şartlarda işkenceye maruz kaldı? Open Subtitles الاحوال التي أُبقيت بها خلال ال 30 عاماً الماضية ؟ و تعذيبها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more