"تعرف أنّك" - Translation from Arabic to Turkish

• biliyorsun
• biliyor

Kendin için üzülmeyi bırak. Normal bir ayı olmadığını sen de biliyorsun.
كفّ عن التباكي على نفسك تعرف أنّك لستَ دبّاً عاديّاً

biliyorsun ki mazeretin gizli e-posta oluşu ahlaki açıdan rahatlatmayacak seni.
أنت تعرف أنّك تتعدّى الأخلاق إذا كان حجّة القتل هو مخطط للإبتزاز

Benim için hep bir kardeş gibiydin biliyorsun bunu değil mi ?
تعرف أنّك كنت دائمًا مثل الأخ ليّ، صحيح؟

- Ne? Yanıldığını anlayınca böyle oluyor işte. - Sen biliyor musun diye görmek istedim.
هكذا تبدو عندما تعرف أنّك مخطئ، أردتُ أن أرى إن كنت تعرف حتى.

biliyor musun sen benim sağdıcımsın, öyle değil mi?
أنت تعرف أنّك رجلي المفضّل، أليس كذلك ؟

biliyorsun bunun için çok yaşlısın koç.
تعرف أنّك كبير جدّاً على ذلك، أيّها المدرب

Kendi başına büyüyü bitiremeyeceğini biliyorsun.
تعرف أنّك لا تستطيع إكمال التعويذة لوحدك

Kaybedeceğini biliyorsun. Niye yapıyorsun?
أنت تعرف أنّك ستخسر هذه القضيّة فلم تريد المواصلة؟

biliyorsun ya yanlış adamları kızdırdın.
الآن، أنت تعرف أنّك أزعجت الأشخاص الخطأ.

Yanlış adamları sinirlendirdiğini biliyorsun.
الآن، أنت تعرف أنّك أزعجت الأشخاص الخطأ.

Ölmeme izin vermen gerektiğini biliyorsun.
أنت تعرف أنّك يجب أن تتركني أموت.

Sadece bir rüya. Benimle güvende olduğunu biliyorsun.
إنّه مجرّد حلم، تعرف أنّك بأمان معي.

Seni aşan bir kızla çıkıyorsun biliyorsun değil mi?
تعرف أنّك تغلّبت علينا معها، أليس كذلك؟

- Okuman olmadığını sen de biliyorsun.
تعرف أنّك لا تستطيع القراءة

Sana hep hayranlık duyduğumu biliyorsun, değil mi?
تعرف أنّك كنتَ قدوتي, صحيح؟

İstediğini biliyorsun.
تعرف أنّك تريد ذلك.

Aramak istediğini biliyorsun.
تعرف أنّك تريد ذلك.

Şanslı olduğunu biliyorsun değil mi Michael?
أنت تعرف أنّك رجل محظوظ يا (مايكل)، أليس كذلك ؟

Onu öldürmeyeceğinizi biliyor. Yakalayın.
تعرف أنّك لن تقتلها اعطها اصابة لتقع!

Yoko dikiz resimlerindeki yeteneğini biliyor. Bu doğru değil mi?
يوكو)، تعرف أنّك موهوبٌ في اختلاس) الصور المنحرفة

Ölüyor olduğunu biliyor musun?
تعرف أنّك تحتضر؟