Çünkü senin bir kızla seks yaptıktan sonra terketmeyecek kadar iyi bir çocuk olduğunu biliyor. | Open Subtitles | لأنها تعلم أنك شاب صالح ولن تقيم علاقة مع فتاة ثم تهجرها |
Sevdiğim adamın hâlâ sen olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم أنك لا تزال الرجل الذي أحبه؟ |
Patronum olduğunu, kurallara aykırı olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أنك رئيسي أنت تعلم أن هذا مخالف للقوانين |
Suç ortaklığı yaptığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل تعلم أنك كنت عاملا مساعدا له قبل وأثناء وبعد الجريمة؟ |
Şunu bilmeni istiyorum ne zaman benimle konuşmak istersen ben buradayım. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعلم أنك حينما تحتاج للتحدث معي فأنا هنا |
"O geziye gidemeyeceğini biliyordun ama ona bunu iki haftadır söyleyemedin." | Open Subtitles | كنت تعلم أنك لن تذهب الرحله قبل اُسبوعين و لم تخبره |
Şerif değil şef olduğunun farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | تعلم أنك الرئيس ولست الشرطي, صحيح؟ |
Andrea'yı seviyorum. - Andrea kaçak olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | هل اندريا تعلم أنك مقيم غير شرعي ؟ |
Yetkililer senin burada olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | أنت، سلطات الإيواء تعلم أنك هنا؟ |
FBI şehirde olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الأف بي آي تعلم أنك متواجدٌ هنا |
Annen hamile olduğunu biliyor. Ben arabada beklerim. | Open Subtitles | أمك تعلم أنك حامل , سأنتظر في السيارة |
Elimdekilerin en iyisi olduğunu biliyorsun ve bunu söylemenin benim için çok acı olduğunu da biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أنك أفضل ما لدي. وتعرف أنه يؤلمني قول ذلك. |
Annenin bizimle geldiğini bildiğini ve güvende olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إذا، تعلمين أن والدتك تعلم أنك ذاهبة معنا و بهذا ستكونين آمنة، أليس كذلك؟ |
Benim için her zaman bir aile gibi olduğunu biliyorsun, Captain. | Open Subtitles | أنت تعلم أنك كُنت دوماً كالعائلة بالنسبة لي أيها القائد |
Belki de şans, şans dünyasının ya da planlama dünyasının ve her şeyi bilememenin farkında olmanın vermiş olduğu huzur arasında bir yerlerdedir. | Open Subtitles | ربما الحظ موجود بين عالمي الاستعداد والصدفة وعند تعلم أنك لا يمكنك معرفة كل شيء تصبح مضحكة |
Bu gerçekleşirse, seni de alacağımı bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك, أريدك أن تعلم أنك ستكون معى. |
Bence sen bizi buraya çıkardın çünkü yapamayacağımızı biliyordun. | Open Subtitles | أعتقد أن ليس لديك النية لتذهب بأسفل هذا التل أعتقد أنك سحبتنا هنا لأنك تعلم أنك لن تذهب للأسفل |
Kuzey Dakota'da olduğunun farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | تعلم أنك في شمال داكوتا أليس كذلك؟ |
Gittiğini bilmiyor. Ayrıca bilmesi de gerekmiyor. | Open Subtitles | لا تعلم أنك رحلت وليس عليها أن تكتشف ذلك |
ve akşam eve gittiğinde bilirsin işte biraz fark yaratıyorsun.. | Open Subtitles | وعندما تعود إلى منزلك ليلاً، تعلم أنك صنعت فارقاً. |
Terk edeceğini bile bile neden beni kendine aşık ettin? | Open Subtitles | لماذا جعلتني أحبك في حين تعلم أنك سترحل؟ |
Sonsuza dek mutlu yaşayacağınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعلم أنك معها ستعيش في سعادة إلى الأبد , صحيح ؟ |
Şu anda bana ne kadar zavallı olduğumu hissettirdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | ..الآن هل تعلم أنك الآن تجعلني أكثر تعاسة؟ هل تعلم ذلك؟ |
Gitti ama yalan söylediğini biliyordu. | Open Subtitles | رحلت، لكنها تعلم أنك تكذب. |