"تعلّمتها" - Translation from Arabic to Turkish

• öğrendiğim
• öğrenmiş
• öğrettiklerine

Bu yazılar, çok uzun zaman önce öğrendiğim kadim Büyücü dilinde yazılmış.
هذه النقوش كتبت عن لسان ساحر قديم واحدة تعلّمتها منذ عهد بعيد

Ama sonra zihnimi harekete geçirmeden öğrendiğim şeyleri düşündüm.
عندها فكّرت في الأمور التي كنت قد تعلّمتها بدون أن يشارك العقل الواعي بنشاط.

Uzun zaman önce öğrendiğim bir numara.
هذه الخدعة الصغيرة التي تعلّمتها منذ زمن طويل

Annem söylerdi bu şarkıyı, kendi annesinden öğrenmiş.
كانت تغنّيها لي أمي دائماً، وهي تعلّمتها من جدتي.

Ondan öğrenmiş olmalıyım.
لا بد أنني تعلّمتها منها.

Leung Bik'in öğrettiklerine ne oldu?
ماذا حدث للأشياء التّي تعلّمتها من (يونغ بيك) ؟

Gözlerim kızıl olduğunda, Mütehassıs oluyorum. Tam güçte öğrendiğim her şeyi kullnabiliyorum.
حين تحمرّ عيناي أغدو متخصّصًا، واستخدام أيّ قدرة تعلّمتها بطاقة كاملة.

Bu kardeşimin altını değiştirirken öğrendiğim bir numara.
إنّها خدعة تعلّمتها من خلال تغيير حفاضات أخي.

Kendimi bir araya getirmek öğrendiğim ilk numaraydı.
إعادة تجميع نفسي كان أول حيلة تعلّمتها

Kendimi yeniden bir araya getirmek öğrendiğim ilk şeydi.
إعادة تجميع نفسي كان أول حيلة تعلّمتها

İzciyken öğrendiğim, küçük bir hüner.
إنّها خدعة صغيرة تعلّمتها في الكشافة

Yıllar önce Büyücüler Kalesi'ndeyken öğrendiğim bir büyü bu ancak kullanmaya hiç cesaret edemedim.
إنها تعويذة تعلّمتها فيمَ مضى من (عرّافين الحفظ) ،لكنـّي لمّ أجرؤ قبلاً على إستخدامها.

Bu eski arkadaşım Ronnie Reagan'dan öğrendiğim küçük bir numara.
إنها حيلة تعلّمتها من صديقي القديم -روني ريجان) )

Şili'de öğrendiğim bir tarif.
إنّها وصفة تعلّمتها من تشيلي {\pos(192,230)}

Şili'de öğrendiğim bir tarif.
إنّها وصفة تعلّمتها من تشيلي

Beni etki altına alamazsınız. Tibet'te öğrendiğim ufak bir numara işte.
الإذهان لن يجدي، إنّها خدعة بسيطة تعلّمتها في (التيبيت)

- Laboratuvarda öğrendiğim eski bir numara.
-إنها خدعة قديمة تعلّمتها في المختبر