Maaşını başkasından alıyor olabilirsin... ama bana çalışıyorsun. | Open Subtitles | ربما تصدر أوامرك لشخص آخر ولكنك تعمل لي |
Artık bana çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعمل لي الآن. |
Bu benim davam. Sen bana çalışıyorsun. | Open Subtitles | هذه قضيتي، وأنت تعمل لي. |
Bu binada çalışıyorsan, benim için çalışıyorsun demek. | Open Subtitles | إذاً، إن كنت تعمل للعرض فأنت تعمل لي |
Şimdiyse benim için çalışıyorsun. | Open Subtitles | و الآن أنت تعمل لي |
Senin aksine o hala benim için çalışıyor. | Open Subtitles | على خلافك هي ما زالت تعمل لي |
Bu benim davam. Sen bana çalışıyorsun. | Open Subtitles | هذه قضيتي، وأنت تعمل لي. |
Bundan böyle bana çalışıyorsun. | Open Subtitles | تعمل لي الآن. |
İki kuruşluk bir otobüs durağı reklamı avukatısın, ve benim için çalışıyorsun. | Open Subtitles | انت محامٍ صغير وانت تعمل لي |
Ayrıca sen benim için çalışıyorsun. | Open Subtitles | بالأضافة ، انت تعمل لي |
Carl, benim için çalışıyorsun. | Open Subtitles | (كارل)، أنتَ تعمل لي. |
Çok basit. Scarlett benim için çalışıyor ve Joan onu kovmaya çalıştı. | Open Subtitles | الأمر بسيط، (سكارلت) تعمل لي و(جون) حاولت طردها. |
Natalie benim için çalışıyor... | Open Subtitles | ناتالي تعمل لي |