Değiş-tokuş kampüs kütüphanesinde gerçekleşecek. Sabahları orada çalışıyor. | Open Subtitles | المسح سيحدث عند المكتبة انها تعمل هناك بالصباح |
Şirkete göre bir kaç aydır orada çalışıyor. | Open Subtitles | كلاّ طبقاً للشركة هي كانت تعمل هناك لعدّة شهور |
Onunla buluştu ya da orada çalışıyor olmalı. | Open Subtitles | ,إما أنه واعدها هناك مرةً أو أنها تعمل هناك |
Kısa bir zaman önce Facebook'ta yaklaşık yüz çalışana bir konuşma yaptım. Birkaç saat sonra, Orada çalışan genç kadınlardan biri benim masamın hemen dışında benimle konuşmak için bekliyordu. | TED | قدمت هذه المحاضرة في فيسبوك قبل وقت ليس بطويل الى مايقرب المائة موظف. وبعد عدة ساعات لاحقا، كانت هناك شابة تعمل هناك جالسة خارج مكتبي الصغير، وارادت ان تتحدث معي. |
Bahse girerim Taylor orada çalıştığını bile bilmiyordur.Ben kafayı yerdim. | Open Subtitles | أراهن ان تايلور لا تعرف حتى انك تعمل هناك |
Asıl konu, eşin orada çalışıyor ve bundan bahsedecekler. | Open Subtitles | الفكرة هي أنها تعمل هناك وسيكتبون عن ذلك |
Mado orada çalışıyor. Kızlara göz kulak oluyor. | Open Subtitles | مادو" تعمل هناك" أنها تدرب بعض الفتيات هناك |
Sadece orada çalışıyor görüneceksin. | Open Subtitles | ولكن ضمن السجلات ، أنت تعمل هناك |
Sadece orada çalışıyor görüneceksin. | Open Subtitles | ولكن ضمن السجلات ، أنت تعمل هناك |
Henüz açılmamış bir dükkana girdi. Galiba orada çalışıyor. | Open Subtitles | دخلَت إلى متجر، أظن أنّها تعمل هناك |
Kızınız ne zamandan beri orada çalışıyor? Birkaç yıldır aralıklı olarak. | Open Subtitles | كم من الوقت قضت أبنتك تعمل هناك ؟ |
Kaliforniya Tepeleri Oteli. Görünüşe göre orada çalışıyor. | Open Subtitles | فندق "كاليفورنيا هيلز" يبدو وكأنها تعمل هناك |
Tam vazgeçmek üzereydim ki... bir gün Orada çalışan bir kadınla tanıştım. | Open Subtitles | ولذلك كنت علي وشك أن أفقد الأمل وفي يوم من الأيام استطعت الوصول للسيدة التي تعمل هناك |
Orada çalışan kızı gerçekten sevdiğini söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك ان تقول انه فعلاً احبَّ تلك الفتاة التي تعمل هناك, |
Orada çalışan aptal yaşlı kadın öğlene kadar tek başına. | Open Subtitles | والسيدة العجوز التي تعمل هناك تظل بمفردها حتى الظهيرة |
Evet, 91 yılına dönersek Isabella Contreras'ın orada çalıştığını ve hamile olduğunu öğreniyoruz. | Open Subtitles | نعم, قديما في 91, حملّوا هذه الفتاة التي تعمل هناك ايزابيلا كونتريراس. |
Saldırı sırasında orada çalışıyormuş gibi görünmeni istiyorum. | Open Subtitles | .أريد أن يبدو الأمر كما لو أنك كنت تعمل هناك أثناء الهجوم |
- orada çalışıyorsun. Yani lastik mi satıyorum? | Open Subtitles | ــ لأنك تعمل هناك ــ أتقصدين أنني أبيع الإطارات ؟ |
Artık orada çalışmıyorsun. Serbestsin. | Open Subtitles | انت لا تعمل هناك الان مما يعني انك حرٌ |
Sally diye bir kadın çalışıyor orada. | Open Subtitles | والمرأه اسمها " سالي" تعمل هناك |
Bana, orada çalıştığı zamanlar Dwarf Star'ın güvenlik protokolüne gömdüğü kodları verdi. | Open Subtitles | أعطتني رمز أمر كانت جزءا لا يتجزأ منه في بروتوكول الأمن قزم النجوم عندما كانت تعمل هناك. |
Burada olmadığı zamanlarda orada çalışıyordu. | Open Subtitles | عندما لا تكون هنا، فإنّها تعمل هناك. |
Saat iki ve üç arası Lektor'la burada çalıştığını söylüyor. | Open Subtitles | انها تقول أنها تعمل هناك مع اثنين أو ثلاثه |
Çalıştığı yere gittim ama artık orada çalışmadığını söylediler. | Open Subtitles | ذهبت إلي مكان عملها ولكنهم أخبروني أنها لم تعد تعمل هناك |
Havayolu şirletinin orada çalıştığına dair kaydı yok. | Open Subtitles | الخطوط الجوية ليس لديهم سجل بأنها كانت تعمل هناك |