O zaman kız kardeşlerime söyle seni güvenli bir biçimde çıkarmak için bir büyü bulsunlar. | Open Subtitles | إذن أخبري أخواتي، و سيُحضرون تعويذةً لتخرجكِ من جسدي بأمان |
Öyleyse, yapmamız gereken Lukas tekrar saldırırsa diye günahı bulaşan insandan ayıracak bir büyü bulmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | إذاً علينا إيجاد تعويذةً ما لإزالة الخطيئة من حاملها البشري في حال مهاجمة، لوكاس لنا ثانيةً، صحيح؟ |
İblislere bir büyü yaptı ve topluluk ele geçirilmeden önce onları kapattı. | Open Subtitles | لقد القت تعويذةً على الشياطين وحاصرتهم قبلَ أن يتمكنوا من السيطرة على الدائرة |
Büyükannesinin bulunmaması için kristale büyü yaptığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنُ أن جدتها القت تعويذةً على البلورة حتى لايتم إكتشافها |
...nesne efsunlanıyor. Ve kasaba sınırını geçtiğim hâlde hafızamı korumamı sağlıyor. | Open Subtitles | يصبح تعويذةً تسمح لي بعبور حدود البلدة و البقاء أتذكّر مَنْ أكون |
Bunu kolumdan çıkaracak bir büyü mü yapacaksınız? | Open Subtitles | قد تجدون تعويذةً حقًا التي بإمكانها إزالة هذا الشيئ من على ذراعي؟ |
Birileri Adebisi'ye kara büyü yapmış. | Open Subtitles | هُناكَ من ألقى تعويذةً على أديبيسي |
Maggie'ye yaptığı gibi sana da bir büyü yaptı. | Open Subtitles | لقد ألقى عليكِ تعويذةً " كما فعل مع " ماغي |
Prue Vince'in acısını yok etmek için bir büyü yaptı. | Open Subtitles | لقد ألقت "برو" تعويذةً لإزالة ألم "فينس" |
Gölgeler Kitabını yem olarak kullanarak, siderit taşlarından bir çeşit güç alanı oluşturan bir büyü yaptım. | Open Subtitles | لقد أطلقت تعويذةً على سلسلة من بلورات النيزك، لأصنع طاقة شبكية تحوي "كتاب الظلال" بمنتصفها كطُعم |
Bir büyü ya da başka bir şey düşünebilir miyiz? | Open Subtitles | ألا يمكننا أن نُطلق تعويذةً أو ما شابه؟ |
Mavi peri o kaleme bir büyü yaptı. | Open Subtitles | ألقت الحوريّةُ الزرقاء تعويذةً عليها. |
Hayır, ona büyü yaparım. Onu zayıflatırım. | Open Subtitles | لا ، سألقي تعويذةً عليهِ لكي اضعفهُ |
Perileri o şapkadan kurtaracak bir büyü bulacağız. | Open Subtitles | لكنّنا سنجد تعويذةً لتحرير الحوريّات |
Dur tahmin edeyim. Sana bir büyü verdi. | Open Subtitles | دعيني أحزر, لقد قامت بإعطائك تعويذةً ما |
Açmak için bir cazibe ya da büyü gerektirir. | Open Subtitles | يتطلّبُ سحراً أو تعويذةً لفتحه |
Hoş büyü, değil mi? | Open Subtitles | تعويذةً رائعة، صحيح؟ |
Büyükbaban, tünele büyü yapmış. | Open Subtitles | جدكَ القى تعويذةً على النفق |
Saklanmış olmalı. Adam'ın büyük babası ölmeden önce büyü yapıp onu saklamış olabilir. | Open Subtitles | مؤكد أنها مخفية مؤكد أن جدَ (آدم) القى تعويذةً عليها |
...nesne efsunlanıyor. Ve kasaba sınırını geçtiğim hâlde hafızamı korumamı sağlıyor. | Open Subtitles | يصبح ذاك الغرض تعويذةً تسمح لي بعبور حدود البلدة، و أبقى أتذكّر مَنْ أكون. |