"تعيش حياة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir yaşam
        
    • bir hayatın
        
    • hayat yaşadığını
        
    • hayatı
        
    • hayat yaşayabilirsin
        
    • yaşamak
        
    • bir hayat
        
    Uzun ve mutlu bir yaşam istiyorsan, ikisinden de uzak dur. Open Subtitles إذا كنت تريد أن تعيش حياة طويلة وسعيدة أبقى بعيدا عنهم
    Senin için üzüldüm. Acıklı bir yaşam sürmüş olmalısın. Normalde ne iş yaparsın? Open Subtitles . أشعر بالأسف إتجاهك ، لا بد أنك تعيش حياة حزينة ماذا تعمل بالعادة؟
    Ama bambaşka bir hayatın olduğunu öğrendiğim anda ucuz atlatmışım dedim. Open Subtitles ولكن عندما علمت أنك تعيش حياة مزدوجة لقد أدركت أني تلقيت طلقة
    Ve birden hiç düşünmediğin bir hayatın olur. Open Subtitles وفجأة تعيش حياة لم تعتقد ابداً انك ستعيشها
    İki hayat yaşadığını ve her gün bana yalan söylediğini biliyorum. Open Subtitles أعرف أنك تعيش حياة مزدوجة... وتضطر للكذب بشأن ذلك كل يوم
    Daha sonra hayatı zorlaştı. Bazı rus mafyalarına dahil oldu. Open Subtitles بدأت تعيش حياة صعبة للغاية وإنضمت إلى بعض العصابات الروسية
    Çok ilkeli bir hayat yaşayabilirsin ama kimseye bir iyiliğin dokunmaz. Open Subtitles يمكنك أن تعيش حياة مليئة بالمبادئ وأن لا تصنع معروفاً واحداً لأيّ شخص
    Bay Lugosi çok heyecanlı bir yaşam sürmüş olmalısınız. Open Subtitles رباه يا سيد لوغوسي لا بد أنك تعيش حياة مثيرة
    Bence bu taze suçlar için. Bir de, sen hep temiz bir yaşam için çalıştın. Open Subtitles أعتقد ان هذا من أجل الجرائم الجديدة بالأضافه أنك حاولت دائماً ان تعيش حياة نظيفة
    Bak, tek yaptığım sana bir gelecek vermek... Normal bir yaşam şansı. Open Subtitles انظر، كل ما فعلته هو الاتاحة لك في المستقبل فرصة بأن تعيش حياة طبيعية
    Düşünüyordum da şanslı bir yaşam süren tek kişi sen değilsin Shawn. Open Subtitles تَعْرفُ، أنا أَعتقدُ. أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي تعيش حياة ساحرة ،شون.
    Eğer bu yılı yaşarsan, uzun bir hayatın olacak. Open Subtitles , إذا كنت تعيش الماضي من هذا العام . عليك أن تعيش حياة طويلة
    Muhtemelençokiyibir işin..., ...çok iyi bir ilişkin, ...ve çok iyi bir hayatın olmayacağı gerçeğini. Open Subtitles من المُحتمل أنكَ لنْ تحظى بوظيفة جيدة، وقد تكونُ في علاقة غير جيدة تمامًا، وأنكَ قد تعيش حياة ليست رائعة أبدًا.
    Harbiden çok tuhaf bir hayatın varmış. Open Subtitles عليّ ان أخبرك يار جل، إنك تعيش حياة عجيبة بحق!
    Birkaç ay önce annenin gizli bir hayat yaşadığını ve eşcinselliğini senden gizlediğini öğrendin. Open Subtitles اذا .. قبل بضعة أشهر عرفتي أن والدتك كانت تعيش حياة سرية
    Felçli köpeklerin tekerlekle normal bir hayat yaşadığını gördüm. Open Subtitles فقد رأيت كلاباً بحالات شلل تعيش حياة كاملة بإستخدام العجلات
    Kötü bir hayat yaşadığını söylüyorum. Open Subtitles ما أقوله هو أنك تعيش حياة سيئه
    12 yaşına gelene kadar bir şekilde iyi bir hayatı oluyor TED وحتى الثانية عشر من عمرها، بطريقة ما، تعيش حياة جيدة.
    Şimdi onun muhteşem hayatı hakkındaki bu yazıları okuyorum o da ünlülerin bileklerini ovuyor. Open Subtitles الآن أقرأ أنها تعيش حياة رغد وترافق المشاهير
    Düzgün bir hayat yaşayabilirsin. Open Subtitles يمكنك ان تعيش حياة مستقيمة
    Yani, eğer pişmanlıksız bir hayat yaşamak istiyorsanız aslında sizin için bir ihtimal var. TED لذلك في الحقيقة، إذا أردت أن تعيش حياة خالية من الندم، هناك إختيار مفتوح أمامك.
    En tatlı intikamın, mutlu ve özgür bir hayat sürmeniz olduğunu görebilir misiniz? TED هل يمكنكم رؤية أن أحلى انتقام هو أن تعيش حياة سعيدة وكاملة وحرة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more