Sadece geçen hafta 238 tane çirkin eposta aldım ve sayabileceğimden daha fazla tweet. | TED | الأسبوع الماضي لوحده، حصلت على 238 رسالة سيئة والكثير من تغريدات الكُره أكثر مما استطيع عدها |
Kendi ülkem hakkında ve bir kaç tanıdığım Afrika ülkesi hakkında bir kaç tweet daha attım. | TED | ثم نشرت تغريدات أخرى حول بلدي الشخصي أو عن بعض البلدان الأفريقية الأخرى التي أعرفها جيدا. |
Konuşamadığımız tanıkların tweet'lerine dayanıp yayına çıkamayız. | Open Subtitles | لن نمضي بالأمر مستندين على تغريدات من شهود لا نستطيع الحديث معهم |
Bazen kaba tweetler ve nefret postaları alırım. | TED | ويصلني أحياناً تغريدات حاقدة ورسائل كراهية. |
1,5 milyon yabancının önünde gey olduğunu açıklayacağını söyleyen tweetler atarak onu onurlandırmış mı oluyorsun? | Open Subtitles | وأنت تظن أنك تُكرّمه بنشر تغريدات عن اعترافك أمام مليون ونصف غريب؟ |
Bianca'nın gün için ironiğimsi tweetleri yok artık. | Open Subtitles | مثالي , لا مزيد من تغريدات بيانكا تقريباً سخرية لليوم. |
Harika, artık programda takım arkadaşlarının ona karşı attığı kötü tweetleri okurlar. | Open Subtitles | الآن بإمكانهم قراءة تغريدات رفاقها في الفريق بشأنها |
Askeriye karşıtı tweet atıp, mesajla ve telefonla tehdit ediyorlar. | Open Subtitles | تغريدات ضد الجيش ، بوستات تهديدية ، مكالمات هاتفية |
Artık bu otelle ilgili özel program, görüşme kitap yazma, tweet atma Shirley MacLaine ile beraber gittiğiniz kokteyl partilerinde sıradan muhabbet etmeler yok. | Open Subtitles | لا مزيد من الحلقات الخاصة أو المقابلات أو كتب أو تغريدات أو محادثات عادية في حفلات الكوكتيل مع شيرلي ماكلين |
Gerçekten bu heriflerin bomba alanlarında kalıp tweet mi attıklarını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقاً أن هؤلاء الرجال يبقون بجوار مواقع تفجيرات لينشروا تغريدات ؟ |
Geçen yıl dokuz milyon kereden çok tweet'lendi ve son derece kırıcı oldu, benim ve benim gibi dünyanın dört bir yanındaki dört buçuk milyon sporcu için. | TED | وقد ذكرت في شكل تغريدات أكثر من تسعة ملايين مرة في العام الماضي، كان الأمر مؤلما للغاية بالنسبة لي وللأربعة ملايين وخمسمائة رياضي حول العالم. |
Ve onlar da tweet’lediler. Yüzlerce ve yüzlerce tweet, çoğunda da bu tarz resimler vardı. | TED | وقد قاموا بصياغة تغريدات... المئات والمئات من التغريدات، أظهرت الكثير منها صورًا مثل هذه. |
O halde Theodore'un dün gece attığı tweet'lerden bazılarını okuyayım. | Open Subtitles | حسناً... دعنى أقرأ بعضاً من تغريدات تيودور التى نشرها في البارحه |
Twitter'da bir bankayı takip eden aptallara tweet atıyorum. | Open Subtitles | أنا أكتب تغريدات لحمقى يتتبعون مصرفاً على موقع"تويتر". |
Geyiklerle ilgili tweetler atan bir tanığımız ve geyiklerin öldürdüğü insanlarla röportaj yapan üçüncü bir tanığımız var ayrıca üst mevkilerden gizli bir kaynak o gün oradan geyiklerin uçtuğunu söylüyor. | Open Subtitles | وأحدهم نشر تغريدات يصف الغزلان وشاهد ثالث قام بمقابلة ضحايا الغزلان ومصدر سري ذو منصب رفيع أكّد |
Eğer filozofik tweetler atarsam insanlar hala trend olduğumu düşüneceğini düşündüm, fakat o tweetlerden aldığım bazı cevaplar anlamadığım, kafa karıştıran akronimlerdi. | TED | اعتقدت أني لو وضعت تغريدات فلسفية هناك سوف يعتقد الناس أنني مع ذلك، ولكن بعض الردود على هذه التغريدات كانت اختصارات محيرة للغاية لم افهمها. |
Bu konuda tweetler atılıyor. | Open Subtitles | بدأ الناس بوضع تغريدات عن الأمر بالفعل. |
Ve sen de, zira öyle olmasaydı akşam Elliot'un programında alttan tweetler geçmezdi. | Open Subtitles | وأنت أيضاً وإلا لما كانت توجد تغريدات تتابع خلال برنامج (إليوت) |
Kaldı ki tüm bunlar Hamni8 tweetleri, Leon Deit raporu ve Charlie'nin helikopter manifestosunu veren kaynağıyla örtüşüyordu. | Open Subtitles | و كلاهم متطابق مع ما جاء من تغريدات hamni8 تقرير ليون ديوت و مصدر شارلي و بيانه |
Volker'ın tweetleri onu kesinlikle patalojik davranış sınırlarına getiriyor. | Open Subtitles | من المؤكد أنّ تغريدات (فولكر) تضعها على حدود سلوك مرضي. |
On binlerce dijital gönüllü interneti tarıyor, yazılardan dönüştürülmüş tweetleri dönüştürüyor ve bunları açık-kaynaklı haritalara koyuyor, bir sürü önemli bilgiyle dolduruyorlardı -- Crisis Mappers ve Open Street Map'teki gibi insanlar -- ve bu bilgileri Web'e herkes için koyuyorlardı -- medya, yardım kuruluşları ve toplulukların kendilerinin -- katılmaları ve kullanmaları için. | TED | عشرات الألوف مما يسمى المتطوعون الرقميون كانوا يجوبون الانترنت، محولين تغريدات تويتر التي تم تحويلها من الرسائل النصية ويضعونها في خرائط مفتوحة المصدر، مصففين إياها بكل أنواع المعلومات المهمة -- أشخاص مثل راسم خرائط الكوارث و خارطة الشارع المفتوحة -- ويضعون هذا في الانترنت للجميع -- وسائل الإعلام، هيئات المساعدة والمجتمعات نفسها -- للمساهمة والاستفادة. |