Saçlarını yıkıyorsun. Artık Şişko Josie değilsin. | Open Subtitles | أنتي تغسلين شعرك الآن أنتي لستي جوزي جروسي بعد الآن |
Genç bayan, git ellerini yıka ve buraya geri dön. Yemek neredeyse hazır. | Open Subtitles | سيدتى الصغيرة, انك سوف تغسلين يديك ثم تعودين للأسفل ان العشاء تقريباً جاهز |
Bana sorarsanız her iki dakikada bir ellerini yıkamak delice bir şey. | Open Subtitles | مشاهدتك وأنت تغسلين أيديهم هو نوع من الجنون |
Sen burada bunu yıkarken, ben ne yapayım? | Open Subtitles | إذاً .. ماذا عساي أن أفعل بينما أنتِ تغسلين هذا ؟ |
Niçin saçını yıkamadın? | Open Subtitles | لماذا لم تغسلين شعركِ؟ |
Ve sonunda senin saçlarınla onun ayaklarını yıkadığını görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أرغب أن تنتهي معه في مجمع سكني خيري وأنتِ تغسلين رجله بواسطة شعر رأسك |
Derin çatlayana kadar ellerini yıkamanı. | Open Subtitles | يدخل التراب أسفل أظافرك كنتِ تغسلين يدك كثيرًا لدرجة أنها ستذوب |
Lomond denizinde durmuş, bacaklarının arasını yıkıyordun. | Open Subtitles | بأنكِ وقفتِ في شاطئ (لوموند) تغسلين عضوكِ. |
Dişlerini nasıl fırçaladığını gördüm. | Open Subtitles | وكذلك عندما تغسلين أسنانك |
Bebek kafası yıkıyorsun üstüne kustuğun Noel elbisesini çitilemiyorsun, bayram sarhoşu. | Open Subtitles | انت تغسلين شعر طفل وليس القيء الذي على ملابس الكريسمس |
Benimle yattıktan sonra, oraya girip her fahişe gibi vücudunu bu zehirle yıkıyorsun. | Open Subtitles | بعد سمرنا، تغسلين جسدك بهذا السم، كأيّ رخيصة |
Demek... çamaşır yıkıyorsun, ha? | Open Subtitles | تغسلين الملابس إذاً؟ |
Haydi duşa girelim de sırtımı yıka. | Open Subtitles | فالندخل الى حوض الاستحمام لكى تغسلين ظهرى |
Yapabiliriz. Sen yıka, ben katlarım. | Open Subtitles | يمكننا فعلها، أنتِ تغسلين الملابس وأنا أطويهم. |
Tüm gömleği yıkamaya vaktin yoksa, yakasını yıka bari! | Open Subtitles | يمكنكِ أن تغسلين الياقة على الأقل |
Koku şey yok. Ben inanamıyorum. Neden benim çorap yıkamak istiyorsunuz? | Open Subtitles | لا يوجد ما تشميه, لا أصدق هذا لم تغسلين جوربي؟ |
Belki bana katılıp sırtımı yıkamak istersin. | Open Subtitles | ربما يمكنك الانضمام لى و تغسلين ظهرى |
Sen yıkarken ben de sorularımı sorarım. | Open Subtitles | أنت تغسلين, وأنا سأسأل |
Çeşitli sebeplerle insanların tuvaletlerini kullanıyorsun, ve 2 gün önce Bay Kali seni Carlos'la arkadaki jakuzi içinde çamaşır yıkarken görmüş. | Open Subtitles | (و منذ يومين رآك سيد (كاولي تغسلين ملابسك أنتِ و (كارلوس) في حمام الجاكوزي |
- ...tarlalarından birini gezdirecekler. - Ellerini yıkamadın. | Open Subtitles | أنّكِ لا تغسلين يديكِ أبدًا. |
Bunları elde yıkadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتيني بأنك تغسلين هذه يدويًا. |
Sadece ellerini yıkamanı istemedim. | Open Subtitles | لم أود فقط أن أتركك تغسلين يديكِ |
Ben olmasam Chicago'da annenin mutfağında saçlarını yıkıyordun. | Open Subtitles | تغسلين الشعر في مطبخ أمك |
Dişlerini nasıl fırçaladığını gördüm. | Open Subtitles | وكذلك عندما تغسلين أسنانك |
Kesin evde de, "Donna, neden bulaşıkları yıkamıyorsun? | Open Subtitles | أراهن أنه مثل: "دونا)، لمَ لا تغسلين الأطباق؟ |