Ve sonra, ben sekiz, o altmış yaşındayken bir şey değişti. | TED | وبعد ذلك حينما كنت في الثامنة وكانت هي في الستين من عمرها، تغير شيء ما. |
bir şey değişti mi diye bakıp duruyorum annesinin öldüğünü bir şekilde biliyor mu diye ama... | Open Subtitles | أواصل الإطمئنان عليه لرؤية ما إذا تغير شيء ما إذا علم بطريقة ما أنه أمه... ماتت ... لكن |
Sonra bir şey değişti. | TED | ومن ثم تغير شيء ما. |
Biliyorum, ve öyleydin de. Ama sonra bir şeyler değişti. | Open Subtitles | أعرف وكنت أعتبرك كذلك لكن تغير شيء ما بعد ذلك |
Süreç, Moore Yasası temposunda ilerliyordu, ancak 2008'de bir şeyler değişti. | TED | كان تسير وفق في قانون مور بشكل خطي، ولكن بعد ذلك في عام 2008، تغير شيء ما. |
Bir dakika. Bir şeyler değişmiş. | Open Subtitles | لحظة، لقد تغير شيء ما |
Sana söylüyorum, Bir şeyler değişmiş. | Open Subtitles | أؤكد لك، لقد تغير شيء ما |
Biliyor musun, bir şey değişti. | Open Subtitles | لقد تغير شيء ما |
Ama karımla tanışınca bir şeyler değişti. | TED | ولكن تغير شيء ما بالنسبة لي عندما التقيتُ بزوجتي. |
Anubis'ten beri havada bir şeyler değişti. | Open Subtitles | لقد تغير شيء ما في الجو يا أنوبيس"، أليس كذلك ؟" |
İçimde bir şeyler değişti. | Open Subtitles | تغير شيء ما في داخلي |
- Bir şeyler değişmiş. | Open Subtitles | -لقد تغير شيء ما |