İyimserliğin için sağol ama köpükler saçan ağzından korkunç çığlıklar bekliyorum. | Open Subtitles | أقدر لك تفاؤلك لكنني أتوقع صيحات مرعبة متبوعه بالزبد في فمي |
Yaşlılık ve başarısızlıkların seni kurutmuş ancak körü körüne iyimserliğin seni ayakta tutuyor. | Open Subtitles | ذابل بسبب الفشل والتقدم بالعمر، مع ذلك، تفاؤلك الأعمى يجعلك تستمر |
DB: Sanırım aşırı iyimser davranıyorsun. | TED | ديڤيد برووكس: أعتقد أنك مغالية في تفاؤلك. |
- İyimserliğine minnettarım, ama çalıştığım insanlara karşı en keskin zekaya sahip olmam gerektiğini hissediyorum. | Open Subtitles | -أقدر تفاؤلك ، لكني أشعر بأني مدينة للناس الذين أخدمهم بأن أكون العقل المستنير الأول في هذه الغرفة |
İyimserliğini takdir ediyorum. Ama bir göz doktoruna görünmen lazım bence. | Open Subtitles | حسناً، أُقدّر تفاؤلك لكني أعتقد أن عليك فحص عينيك |
Şimdi iyimserlik sadece acıklı geliyor. | Open Subtitles | . الآن تفاؤلك بدا مثيراً للشفقة |
Bu senin sersemce iyimserliğinin davaya zerre kadar faydası olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ولست على يقينٍ بأن تفاؤلك الغبي سيساهم في تحسين أوضاع القضية. |
Bu sarsılmaz iyimserliğinden keyif almadığım anlamına gelmiyor tabii ki. | Open Subtitles | هذا لا يعني أني لا أجد تفاؤلك الثابت ممتعاً |
Sevimli olduğun için şanslısın. Çünkü bu sonsuz iyimserliğin inanılmaz sinir bozucu. | Open Subtitles | أنت محظوظة لكونك جذابة جدًّا، لأن تفاؤلك اللّا متناهي مزعج للغاية. |
Cain, iyimserliğin çok dokunaklı, ancak zaman kaybı. | Open Subtitles | كاين.. انت تفاؤلك جميل لكنه مضيعه للوقت |
Seninle ilgili sevdiğin tek şey bu bitmek bilmeyen iyimserliğin. | Open Subtitles | تفاؤلك هو شيء أحبه فيك بصراحة |
Senin en çok takdir ettiğim yanın iyimserliğin olmuştur. | Open Subtitles | أكثر ما يعجبني فيك، هو تفاؤلك |
İyimserliğin sinir bozmaya başladı. | Open Subtitles | أتعرف، تفاؤلك بدأ يصبح مزعجاً |
İyimserliğin bulaşıcı bir şeydi. | Open Subtitles | تفاؤلك كان معديا |
Kanını test edelim ve umalım ki, iyimser yaklaşımın yerinde olmuş olsun. | Open Subtitles | سنفحص دمها ونأمل في أن تفاؤلك المشرق كان في محلّه |
Keşke sizin kadar iyimser olabilsem senatör. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت بقدر تفاؤلك يا سناتور |
İyimserliğine hayran kaldım, Yung. | Open Subtitles | آنسة لانغ، تفاؤلك جيد |
İyimserliğine hayranım. | Open Subtitles | يعجبني تفاؤلك |
Keşke sonsuz iyimserliğini paylaşabilseydim seninle Clark. | Open Subtitles | أتمنى لو أشاركك تفاؤلك الأبدي كلارك |
Şu an kör iyimserliğini çekemem. | Open Subtitles | لا يمكنني تقبل تفاؤلك الاعمى الآن |
Bulgulara göre iş başarısınız sadece yüzde 25'i I.Q.ya göre tahmin ediliyor. İş başarısının yüzde 75'ini ise iyimserlik seviyeniz, sosyal desteğiniz ve stresi tehdit yerine bir mücadele olarak görebilme yeteneğiniz belirliyor. | TED | ما وجدناه أن 25 في المئة فقط من النجاح في العمل يمكن التنبؤ به من معدل الذكاء 75 في المئة من النجاح في العمل يتنأ به من مستويات تفاؤلك, ودعمك الاجتماعي وقابليتك على النظر إلى الإجهاد على أنه تحدي أكثر من كونه تهديد |
İyimserliğinin yerinde olup olmadığını tarih gösterecek. | Open Subtitles | سيحكم التاريخ عما كان تفاؤلك مضمونا |
Senin iyimserliğinden bıktım artık. | Open Subtitles | لقد مللت تفاؤلك المَرضي |