"تفتحى" - Translation from Arabic to Turkish

• açma
• açman
• açmanı
• açmadın
• açmazsanız

Geçmek için hazır olmadığın kapıları açma, Ajan Scully.
لا تفتحى الأبواب التى لم تكونى مستعدة لعبورها.

Seni ahmak budala. Sana kaç kez söyleyeceğim? Evimin kapısını ben açmadıkça sakın açma!
كم مره يتوجب على قول ذلك لكِ ألا تفتحى باب منزلى طالما لم آمرك بفتحه

-Sana dükkan açma hakkında söylediklerimi hatırlıyor musun?
هل تتذكرى عندما قلت لك ان تفتحى متجر؟

Biraz bacaklarını açman gerekiyor.
عليك أن تفتحى ما بين رجليك قليلا

Bir kere daha kapıyı açmanı söyleyeceğim.
سأسألك مرة أخرى أن تفتحى الباب

- Uzun zamandır içerdeydin. Neden kapıyı açmadın?
لقد مكثتى هنا لفترة طويلة كيف لم تفتحى الباب ؟

Hemen şu kapıyı açmazsanız, içeri gelirim ve de..
إذا لم تفتحى الباب الان انا سأقتحم المكان

Kapıyı sakın açma. Gıkını bile çıkarma.
لا تفتحى الأبواب ولا تصدرى صوتاً

- Radyoyu açma. - Hoşuma gidiyor. Sen sevmez misin?
لا تفتحى الراديو انا احبه

Buraya gelirse kapıyı açma.
إذا عاد فلا تفتحى الباب

- Sakın orayı açma.
لا تفتحى المرحاض

Ona güvenemiyorsan, kapıyı açma.
- لا تفتحى الباب إن كنتِ لا تثقين به

Nolursa olsun kapıyı açma.
لا تفتحى الباب الى شخص

Ne olursa olsun kapıyı açma.
-مهما حدث فلا تفتحى الباب

"Cesaretin varsa kapıyı aç." Yapma Sherri açma. Yapma, korkuyorum.
يقول يجب أن تفتحى الباب لا ( شيرى)

Sakın kapıyı açma.
لا تفتحى الباب

Ağzını açman tamamen kabul edilebilir.
من اللائق تماما ان تفتحى فمك

Kinsa, tatlım, ben Rowan. Kapıyı açman için sana ihtiyacım var.
(كينسا) عزيزتى, هذه أنا (رووين) أريدك أن تفتحى الباب

Nina, işlem dosyasını açmanı istiyorum.
(نينا), أحتاجكِ أن تفتحى ملف الاجراء هذا

- El, annen hediyesini açmanı istiyor.
(إلين)، والدتى تريدُكِ أن تفتحى هديتها

Bu kadar ile kurtulduğuna şükret. Neden paraşütü açmadın ki? Erken mi düştün?
حمداً لله ان هذا ما حدث لماذا لم تفتحى مظلتك؟

Eğer kapıyı açmazsanız, kendim açacağım.
إن لم تفتحى الباب ... سأفتحه بنفسى