Ve sorun şu ki çok önyargılı bir hale gelebiliyorlar. Çünkü bazı parçaları aşırı bazılarını ise az kullanmayı öğreniyoruz. | TED | و المشكلة أنها من الممكن أن تكون متحيزة. لأنك تتعلم أن تفرط في إستخدام بعضها وتقصر في إستخدام البعض الأخر. |
Hipofiz bezim aşırı miktarda ACTH salgılıyor bu yüzden böbrek üstü bezlerim kan dolaşımıma bol miktarda kortizol salgılıyor. | Open Subtitles | غدتي النخامية تفرط في إفراز الهرمون الكظري مما يجعل الغدتين الكظريتين تدفع الكثير من الكورتيزول بمجرى الدم |
Eğer aşırı, her şeyi analiz ve bunun yerine yapmalıyım şeylerin içine çok fazla düşünmeden. | Open Subtitles | هذه مشكلتك تفرط في تحليل كل شيء وتخرج باستنتاجك من دون التفكير مليا في أي شيء |
Bazı şeyleri aşırı düşünmemelisin, tamam mı? | Open Subtitles | بعض الاشياء لا يمكن أن تفرط بالتفكير فيها، إتفقنا؟ |
Çökertmek için sunuculara aşırı yükleme yapıyorduk. | Open Subtitles | اعتدنا أن تفرط في خوادم لإسقاطها. |
Veya "tatil amaçlı kıyafetler için aşırı planlanan kız" mı? | Open Subtitles | أم "هذه فتاة تفرط في التخطيط لملابس العطلة"؟ |
Muhtemelen aşırı tepki verip seni perişan edecektir. | Open Subtitles | وقد تفرط في المعاوضةِ وتدمّرك |