"تفسده" - Translation from Arabic to Turkish

• mahvetme
• berbat etme
• mahvediyorsun
• mahvetmeyeceksin
• mahvetmek

mahvetme bunu da, bilirsin, kendin olarak.
فلا تفسده ، كما تعلم بالتصرف على طبيعتك

Onsan seçim yapmasını isteyerek bunu mahvetme.
لا تفسده الآن بالطلب منها أن تختار

Bu hala benim maceram. Bunu sakın mahvetme, Jakson.
هذا ما يزال مسعاي، إيّاك أن تفسده عليّ يا (جاكسون).

Carter, bu çok önemli bir proje. Sakın berbat etme.
(كارتر)، هذا مشروع مهمّ جداً لا تفسده

Bu büyük bir onurdur. Sakın berbat etme.
شرف كبير" "لا تفسده

Ne zaman benim için önemli olan bir şey planlasam, onu bir şekilde mahvediyorsun.
لن نبقى بمكان لا يُريدونا به كلما خططت لشيء يهمني أنت تفسده بطريقة ما

Bu annemin 80. yaşgünü partisi ve bunu mahvetmeyeceksin!
هذا حفل ميلاد أمي الثمانين ولن أدعك تفسده

Ama hayır, bunu mahvetmek zorundaydın çünkü sen her şeyi berbat edersin.
لكن لا! كان يجب أن تفسده لأنك تفسد كل شيء

Sadece bana ait bir zaman olacaktı. Lütfen mahvetme.
هذا وقتي، من فضلك لا تفسده

Bugün çok güzel bir gün geçirdik, bunu mahvetme.
قضينايومرائعسويةيا(سكوت ) لا تفسده

mahvetme.
لا تفسده.

Kapa çeneni. Ortamı mahvetme.
اخرس انت تفسده

Bunu mahvetme.
لا تفسده

- Lütfen bunu mahvetme.
أرجوك لا تفسده

berbat etme.
لا تفسده

- Sakın berbat etme.
-فلا تفسده

Aman kes be. Bu güzel anı mahvediyorsun.
أغلق فمك الآن، أنت تفسده عليّ.

Şimdi de gelip herkes için mahvediyorsun.
والآن أنت هنا تفسده على الجميع

Rajesh ile aramızda güzel bir bağ oluştu ve bunu mahvetmeyeceksin.
أنا و (راجيش) لدينا تناغم جيد يجري وأنت لن تفسده علينا

- mahvetmeyeceksin.
- لن تفسده

# Büyük bir iş, mahvetmek istemiyorum #
إنه عمل كبير لا تفسده