Yapın veya yapmayın, umrumda değil. | Open Subtitles | افعلوها , او لا تفعلوها , لم يعد يهمني هذا |
Bak, bu günlerde hangi ünlüleri tanıyorsunuz bilmiyorum ama onlar da "yapmayın" der. | Open Subtitles | انظري مهما كان الفنان الذي تعشقونه أنتم يا معشر المراهقين هم يقولون لا تفعلوها |
Ve size tavsiyem; bir daha yapmayın bunu. | Open Subtitles | وأقترح بشدة ألا تفعلوها ثانيةَ |
Evet, bunlar güzel şeyler ama sizden bunu Amerika için yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | ونعم, هناك العديد من المزايا الجيده ولكني سوف أسألكم ان تفعلوها لأمريكا |
Daha nitelikli birşey yapmanızı istiyorum, tıpkı, o bir bakire ve onu istiyor ama aklı karışık. | Open Subtitles | اريدكم ان تفعلو نفس الشخصية التي كنتم تفعلوها كما, لو كان بتولاً يريد ذلك ولكنه محتار |
Ya benim istediğim gibi yapacaksınız ya da bırakacaksınız kendim yapacağım. | Open Subtitles | إما أن تفعلوها على طريقتي أو يُمكنكم الإعتذار وسأتولى الأمر بنفسي |
Evet, ama nasıl kurtulabileceğinizi de söylemiştim. Bunu sürü olarak yapacaksınız. | Open Subtitles | أجل ، لكن أخبرتكم كيف تنجون ، تفعلوها كمجموعة |
Hayır, lütfen. Lütfen, hayır. Lütfen, yapmayın. | Open Subtitles | لا، أرجوكم لا تفعلوا رجاءً، لا تفعلوها |
Atış hedefleme imkanı verin bana ama atış yapmayın. | Open Subtitles | جهزوا خيارات الأستهداف لكن لا تفعلوها. |
Ve bunu bir daha yapmayın. | Open Subtitles | ولا تفعلوها مرة أخرى. |
Hiç yapmayın. | Open Subtitles | فقط لا تفعلوها, وعد؟ |
Lütfen bunu yapmayın! | Open Subtitles | لا تفعلوها لا تفعلوها |
Bunu yapmayın. yapmayın. | Open Subtitles | لا تفعلوها لا تفعلوها |
İstedikleri hiçbir şeyi. Sakın yapmayın. | Open Subtitles | أيّ يطلبونه لا تفعلوها |
Sizin de bunu yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أتفهم مالذي على المحك وأريدكم أن تفعلوها |
Ama bunu yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | ولكنني اريدكم ان تفعلوها |
Pizza yemek istiyorsanız bunu dışarıda yapacaksınız! | Open Subtitles | تعالوا وخذوها إن أردتم أكل البيتزا يجب أن تفعلوها بالخارج |