"تفعل الشيء الصحيح" - Translation from Arabic to Turkish

    • doğru şeyi yapıyorsun
        
    • doğru şeyi yapmak
        
    • doğru olanı yapmaya
        
    • doğru olanı yaptığını
        
    • doğru şeyi yapmanı
        
    • Doğru olanı yapıyorsunuz
        
    Sana doğru gelmediğini biliyorum ama doğru şeyi yapıyorsun. Open Subtitles أعلم كيف تشعر الآن ، لكنك تفعل الشيء الصحيح
    Sana doğru gelmediğini biliyorum ama doğru şeyi yapıyorsun. Open Subtitles أعلم كيف تشعر الآن ، لكنك تفعل الشيء الصحيح
    Temel olarak insan olmak ve doğru şeyi yapmak anlamına geliyor. TED هذا يعني أساسا أن تكون إنسان وأن تفعل الشيء الصحيح.
    Vance, böyle bir işteysen bazen, doğru şeyi yapmak için kuralları boş vermen gerekebilir, tamam mı? Open Subtitles فانس ، في هذا العمل أحيانا عندما تريد أن تفعل الشيء الصحيح يجب ان ترمي كتاب القانون في الخارج حسنا؟
    Bu insanlar doğru olanı yapmaya çalışıyor. Open Subtitles وهي تحاول أن تفعل الشيء الصحيح لهؤلاء الناس
    Tüm o gizemine ve yanlış adımlarına rağmen her zaman doğru olanı yapmaya çalıştı. Open Subtitles مع كل لها أسرار والعثرات، انها تحاول دائما أن تفعل الشيء الصحيح.
    Yanına gelip aşağıda olduğumu bildirmek ve doğru olanı yaptığını söylemek istedim. Open Subtitles حسناً'أردت فقط أن أمر عليك وأخبرك أنك تفعل الشيء الصحيح
    Ya da senin doğru şeyi yapmanı beklemekten sıkıldım. Open Subtitles أو مرضت من الانتظار لك أن تفعل الشيء الصحيح
    Doğru olanı yapıyorsunuz. Elimizi kana bulayamayız. Open Subtitles أنت تفعل الشيء الصحيح يا سيدي لا نريد أن تتلطخ أيدينا بالدماء
    Kendinde değilken bile doğru şeyi yapıyorsun. Open Subtitles حتى وان لم تكن على طبيعتك فأنت تفعل الشيء الصحيح
    doğru şeyi yapıyorsun. Meraklanma. Open Subtitles أنت تفعل الشيء الصحيح لاتقلق
    doğru şeyi yapıyorsun. Open Subtitles أنت تفعل الشيء الصحيح.
    Hayır, doğru şeyi yapıyorsun. Open Subtitles لا. أنت تفعل الشيء الصحيح
    Ne zaman yalan söylesen bu doğru şeyi yapmak oluyor. Open Subtitles عِندما تكذب تكون " تفعل الشيء الصحيح " ـ
    doğru şeyi yapmak istiyorsun. Open Subtitles هل تريد أن تفعل الشيء الصحيح.
    Çocuk yalnızca doğru olanı yapmaya çalışıyordu. Open Subtitles كان يحاول فقط أن تفعل الشيء الصحيح.
    Yani, doğru olanı yapmanızı istemeyen veya ihtiyacı olmayan bir şehirde yolsuzlukları ortaya çıkarmaya çalışan ve doğru olanı yapmaya çalışan genç dedektif ile tanışacaksınız. Open Subtitles لذا، فأنت تقابل هذا المُحقِق الشاب الذي هو عازم على كشف الفساد وفعل الشيء الصحيح في المدينة التي لا تريد بالضرورة لك أن تفعل الشيء الصحيح
    Bir aptal, bir suçlu... belki de sadece herkes gibi doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Open Subtitles الجاهل، مجرم ... ربما أنا مثل أي شخص آخر تحاول أن تفعل الشيء الصحيح.
    Çünkü her daim doğru olanı yaptığını düşünüyorum. Open Subtitles لأنك تبدو عادة أنك تفعل الشيء الصحيح
    Ya da senin doğru şeyi yapmanı beklemekten sıkıldım. Open Subtitles أو مرضت من الانتظار لك أن تفعل الشيء الصحيح
    Doğru olanı yapıyorsunuz. Open Subtitles -انت تفعل الشيء الصحيح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more