"تفلت" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanına
        
    • bırakma
        
    • kurtulamazsın
        
    • kurtulamayacaksın
        
    • gitmesine
        
    • Kaçmasına
        
    • kaçırma
        
    • kaçamazsın
        
    • yanınıza
        
    • kalmayacak
        
    • sıyrılmasına
        
    • yırtamayacaksın
        
    • sıyıramazsın
        
    • kurtulamayacak
        
    • paçanı kurtaramayacaksın
        
    Bu yanına kalmayacak, Rocky. Elbet bir gün hesaplaşacağız. Open Subtitles أنت لن تفلت بدون عقاب من ذلك، روكى أنا سأصبح مستوي يوماً ما.
    Sakın ellerini bırakma! Ellerini sakın bırakma! Open Subtitles لا تفلت تلك المسكة لا تفلت تلك المسكة
    Oh, hayır. Özet geçerek kurtulamazsın. Open Subtitles لا , لن تفلت من العقاب بهذه الروايه الضعيفه
    Bundan kurtulamayacaksın! Bütün polisleri başına toplayacağım! Open Subtitles لن تفلت من العقاب سيكون هناك شرطة على هذا
    yanına bırakmayız. Bize bağlandın. Evet. Open Subtitles لا يمكنك أن تفلت بفعلتك هذه يجب أن تكون معنا
    Ne yani, bunu onun yanına mı bırakacaksın? Open Subtitles تقصد أن تقف هناك وتقول لي كنت دعه تفلت من العقاب ؟
    Gezip dururken yaptıkların yanına kâr kalır. Open Subtitles أن تسافر لكل مكان يمكنك أن تفلت من أي شيء
    Lütfen bırakma, tamam mı? Open Subtitles من فضلك لا تدعها تفلت من أيدك، حسنا؟
    Bunu yanına bırakma. Open Subtitles ‫لا تدعيها تفلت من العقاب
    Vince, bana bak! bırakma! Open Subtitles انظر إلى يا فينس لا تفلت
    İlk önce bu anahtarı denemeliyim... eğer bir şeyler yanlış giderse, bu olaydan sen de kurtulamazsın Open Subtitles يجب أن أجرب هذا المفتاح أولا إذا كان هناك أي شيء خاطئ، فلن تفلت من هذا
    Benimle bu şekilde oynayıp kolayca kurtulamazsın. Open Subtitles لا يمكنك ان تستغلنى و لا تفلت من العقاب
    Elimden kurtulamazsın! Open Subtitles لن تفلت من هذا بدون عقاب سأحصل عليك
    Lester, bundan kurtulamayacaksın. Open Subtitles ليستر، سوف لن تفلت بدون عقاب من هذا.
    Bu defa bu yöntemle kurtulamayacaksın. Open Subtitles لن تفلت بفعلتك عن طريق الهدايا
    Senin bunun gitmesine izin vermeyi düşündüğüne inanamıyorum. Open Subtitles لا يمكنني أن أعتقد أنك تفكر بترك هذه الفرصة تفلت من أيدينا
    Bu fırsatın Kaçmasına izin veremeyiz. İntikam bizim olacak. Open Subtitles لا نستطيع ان ندع هذه الفرصه ان تفلت من ايدينا , الأنتقام سوف يكون لنا
    Sahi ya. Onu elinden kaçırma sakın. Open Subtitles حقاً، لا تدعها تفلت من يدك
    Sadece bil ki her ne yapıyorsan, sonuçlarından kaçamazsın. Open Subtitles وفر هذا الخطاب ، فقط وحدك تعلمه أي كان ستفعله لن تفلت منه
    Bu iş yanınıza kalmayacak. Open Subtitles لا تحاول أبد ان تتصنع بعض الخوف , فإنك لن تفلت من العقاب لا؟
    O kadının bir cinayetten daha sıyrılmasına göz yumacağım demedim. Open Subtitles أنا لن أدع تلك المرأة تفلت بجريمتها مرة أخرى.
    Seni tüylü top, bundan yırtamayacaksın. Open Subtitles انت ايها كرة الزغب لن تفلت ابداً بهذا
    Bir çocuğu öldürdün, Bundan yakanı sıyıramazsın. Open Subtitles -لقد قتلت طفلة، لن يدعوك تفلت بذلك
    Bundan kurtulamayacak. Open Subtitles لن تفلت بفعلتها
    Yemin ederim bundan paçanı kurtaramayacaksın. Open Subtitles اقسم لن تفلت بفعلتك هذه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more