"تفهمها" - Translation from Arabic to Turkish

• anlamadığın
• anlamadın
• anlamıyorsun
• anlamaya
• Anlamıyor
• anlayamayacağın
• anlamak
• anlamaz
• anlayacağın
• anlamayacağın
• anlayabileceğin
• Anlaması
• anlamazsın
• anladığın
• anlayacağı

Dünyada anlamadığın çok şey var değil mi?
فى هذه المسألة يوجد عدة اشيء انت لا تفهمها اليس كذلك؟

- anlamadığın şeyler listesine eklerim.
سـأضيفها الى قائمة الاشياء الكثيرة التي لا تفهمها

anlamadın, anlamadın mı, anlamadın onu, sana değildi.
لم تفهمها ، أليس كذلك؟ لم تفهمها ، إنها ليست موجهة لك

Uhtred seni ilgilendirmeyen konularda konuşmaman gerektiğini anlamıyorsun.
أوتريد انت تتحدث عن أمور لا تفهمها أمور لا تهمك

Işte, bunun gibi zeki fikirler ön plana çıkıyor ve pazarlamacılar olayı anlamaya başlıyorlar. Bu dört değerden ikincisi ise
فان هناك أفكارا ذكيه حقا فمثلا هناك أنواع من التعاقدالذي بدأ المسوقين تفهمها أما القيمه الثانيه من القيم الاربعه

Lütfen ona yardımcı ol. Anlamıyor bir türlü.
ارجوك علميها يبدو انها لا تفهمها

Senin hiç anlayamayacağın paylaşımlarda bulunduk biz.
لقد كانت شريكتي لسنوات عديدة وشاركت معي في أشياء لا يمكنك أبدًا أن تفهمها.

Tek söylediğim bazen insanları, hiç ummadığın ve anlamadığın şeyler yapar.
كل ما أقوله أن الناس أحيانا يقومون بأشياء أنت لا تتوقّعها و لا تفهمها

Hayır, sen anlamadığın bir gücü konrol edebileceğini sanacak kadar aptal olan tek kişisin.
لا , أنت الأحمق الوحيد بما فيه الكفاية لأعتقادك بأنه يمكنك التحكم بقوة أنت لا تفهمها

anlamadığın tonlarca şey olduğuna eminim.
أنا متأكدة أن هناك الكثير من الأشياء لن تفهمها

Hayır, anlamadın. Puerto Rico'ya bayılırım.
لا سيدي ، لم تفهمها أنا أحب بورتيكو

"İptal, iptal' 'in neresini anlamadın?
ما هي صعوبة كلمة توقف التى لا تفهمها ؟

Sana her fıkrayı 3 kere anlatmak zorunda kalıyorum ama sen yine de anlamıyorsun!
عليّ أن اوضح النكتة لك 3 مرات وما زلت لا تفهمها!

anlamıyorsun. Bir kamyonun kasasında yüzeceğim.
أنت لا تفهمها كنت سأسبح في ظهر شاحنة

anlamaya çalışıyorum belki senin anlayışınla da bi anlama gelir.
أحاول صياغة الأمر ... ذلك هو وضع تناسق، جملة مع كلمات ربما تفهمها

- Seçin, onu veya diğerini. - Anlamıyor.
-إنها مثل أن تختار واحدة منها هي لا تفهمها

Hiç anlayamayacağın bazı şeyler yaptım..
الآن، أنا أتممت أشياء لا يمكن أن تفهمها أبداً

Dağlarda yaşamak için onları anlamak zorundasınız.
، مِن أجل البقاء في الجِبال عليك أن تفهمها

Olivia olayı anlayacaktır, ama Brunson anlamaz.
سوف تفهمها "أوليفيا" بينما سيجهلها برونسون

Senin anlayacağın türden değil, Şerif.
ليست من النوع التي يمكنك أن تفهمها أيها الشريف

Tatlım, anlamayacağın, anlayamayacağın şeyler var.
..عزيزي، هناك أشياء لا تستطيع ولن تستطيع أن تفهمها..

Çok fazla karanlık ya da aydınlık anlayabileceğin şekildeki yaşamın bozulmasına yol açar.
الكثير من الظلام والضوء سوف يخرب الحياة كما تفهمها

Bu davayı sadece mahkemenin değil,.... ... tüm Alman halkının Anlaması çok önemli.
وهي ليست مهمة للمحكمة لكي تفهمها فقط... بل لكل الشعب الألماني

Planking "Ya anlarsın ya da anlamazsın" dediğimiz şeylerden birisidir.
الانبطاح هو واحد من هذه الأشياء التي .. إما ان تفهمها و إما لا

- Tamamen anladığın sebeplerden dolayı. - Annemi öldürdüğün gibi.
لأسباب انت تفهمها تماماً

Ama bir eşin bir... bir anneden daha iyi anlayacağı şeyler olduğunu anlamalı.
لكن ينبغي أن تفهم هناك بعض الاشياء تفهمها الزوجة أفضل من الأم