Domingo'nun La Bohéme'ini kaçırıyorum. | Open Subtitles | تفوتني أوبرا البوهيمية للمغني دومينغو |
Çocuklar, şakayı kaçırıyorum. Bu kulağım duymuyor! | Open Subtitles | يا فتيات، أنا تفوتني النكات، لا يمكن السماع من هذا الجانب! |
Otobüsü kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | هيه, لا أود أن تفوتني حافلتي الآن |
Hayır, acayip bir sıra var. "Terbiyesiz Balkabağı" nı kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا .. هناك طابور طويل ... لا اريد ان تفوتني القرعة العاهرة |
Eğer hemen çıkmazsam uçağımı kaçıracağım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب كي لا تفوتني الطائرة |
Otel'e giden aracı kaçıracağım. | Open Subtitles | سوف تفوتني الرحلة إلى الفندق |
Ama Karen benim kaçırdığım şeyleri gördüğü zaman, belki de bırakmalıyım. | Open Subtitles | شكراً لك لكن عندما ترى كارين الأشياء التي تفوتني ربما من الافضل ان انتهي |
Sesinde bir şey vardı. Böyle şeyleri kaçırmam. | Open Subtitles | كان هنالك أمر ما في صوتكَ، لا تفوتني أمور كهذه |
Neyi kaçırıyorum? | Open Subtitles | ما الذي تفوتني رؤيته؟ |
İlaç aldığımdan bir şeyleri "gözden kaçırıyorum." | Open Subtitles | تفوتني أشياء عندما أتناولها |
Oyunu kaçırıyorum ya! | Open Subtitles | إن المباراة تفوتني. |
- Hep güzel şeyleri kaçırıyorum. - Gibbs! | Open Subtitles | دائمًا ما تفوتني الأشياء الجيدة- (جيبز)- |
kaçırmak istemediğim bir kaç şey var. | Open Subtitles | هناك بضعة أشياء لا أريد أن تفوتني. |
Bir şeyleri özlemek anlamında değil de gözden kaçırmak anlamında. | Open Subtitles | تفوتني، ليست مثل "غابت عني"، بل تفوتني مثل "أفشل في رؤيتها" |
Yapamam. Uçağımı kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع، لا أريد ان تفوتني الرحلة |
Uçağımı kaçıracağım. | Open Subtitles | أخشى أن تفوتني الطائرة. |
Şimdi gitmezsem onları kaçıracağım. | Open Subtitles | اذا لم أذهب الآن فسوف تفوتني |
Eğer doğru hatırlıyorsam kaçırdığım benim heyecanım değildi. | Open Subtitles | إن لم تخنّي الذاكرة، لم تكن الإثارة لي لكي تفوتني. |
- kaçırdığım zaman çok zoruma gider. | Open Subtitles | -أكره عندما تفوتني هذه الأشياء |
Hiç kaçırmam. | Open Subtitles | لا تفوتني مشاهدته. |