Aslında şiddetten nefret ederim ama bunu kaçırmak yazık olurdu. | Open Subtitles | في العادة أنا أمقت العنف, لكن هذا لا يجب تفويته. |
Ama 2.000 öğrenci aynı yanlış cevabı verdiğinde bunu kaçırmak bir hâyli güç. | TED | لكن حينما يقدم 20 ألف طالب نفس الإجابة الخاطئة، فهذا يصعب تفويته. |
kaçırmak istemeyeceğiniz türden bir teklif bu. Ama bu konuda bana kulak asmayın. | Open Subtitles | هذا عرض لا تريد تفويته لكن لا تأخذ كلامي على محمل الجد |
Bunu kaçıramam. | Open Subtitles | لا يمكنني تفويته. |
Bunu kaçıramam! | Open Subtitles | لا يمكنني تفويته |
Bunu kaçıramam. | Open Subtitles | لن أستطيع تفويته |
Dün gece denemeye çağırılınca da kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | ومن ثمّ تلقّيت اتّصال منهم البارحة ولم أرد تفويته. |
İlk nakil ameliyatında böyle bir şeyi kaçırmak istemezsin. | Open Subtitles | ليس أمرًا تريدين تفويته في زراعتك الأولى. |
Muhteşem bir parti olacak. Bunu kaçırmak istemezsin. | Open Subtitles | ستكون حفل عظيمة لا تريدِ تفويته |
Bence bunu kaçırmak istemezsin. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا شيء لن ترغبين في تفويته. |
Karın rahatsızdır ancak sen kaçırmak istememişsindir. | Open Subtitles | زوجتك مريضة، لكنك لم ترد تفويته. |
Bu gösteriyi kaçırmak istemezsiniz. | Open Subtitles | .سيكون مشهد لا تريد تفويته |
Bunu kaçırmak istemedim, inan bana. | Open Subtitles | لم ارد تفويته ، صدقيني |
kaçırmak istemezsiniz. | Open Subtitles | لا تريدون تفويته |
kaçırmak istemezdim ama.. | Open Subtitles | لم أكن أريد تفويته ولكنني... |
kaçıramam. | Open Subtitles | لا يمكنني تفويته |
kaçıramam. | Open Subtitles | لا أستطيع تفويته |
Bunu kaçıramam. | Open Subtitles | لا استطيع تفويته |