"تفي" - Translation from Arabic to Turkish

    • yeterli
        
    • görür
        
    • sadık
        
    • yeter
        
    • yarar
        
    • sözünü
        
    Çünkü yasadışı. Bazen basitçe "evet" ya da "hayır" demek yeterli. Open Subtitles أتعلم في بعض الأحيان كلمة نعم أو لا تفي بالغرض
    Ayrıca, eğer bir gardiyan size cinsel tacizde bulunursa... 20 dolar bahşiş yeterli olur mu? Open Subtitles أيضاً، إذا تحرّش بكِ الحارس بقشيش 20 دولاراً تفي بالغرض ؟
    Önümüzdeki akıntının yanında düz alan var. İşimizi görür sanırım. Open Subtitles . هناك أرض مستوية أمامنا بجانب النهر اعتقد أنها ربما تفي بالغرض
    Söyleyin, 5 cm. lik bir kurşun levha aynı işi görür mü? Open Subtitles قل لي، هل لصفائح رصاص بسماكة بوصتين أن تفي بالغرض؟
    Eğer, sözünüze sadık kalmazsanız efendim yeni bir aday bulmak için çalışmalara... başlayacağız. Open Subtitles إن لم تفي بوعدك، فقد صنعت لتوك... عقبة جديدة. وسنذهب لتسوق مرشح جديد.
    Bedava reklam isteseydik Oska'nın skandalları yeter de artardı! Open Subtitles حتى لو احتجنا دعاية مجانية ففضائح اوسكا تفي بكل هذه الاحتياجات كلها
    Ev yemeği gibi değil... Yine de işe yarar. Open Subtitles ليست كوجبة منزليّة في الواقع لكنّها تفي بالحاجة
    Şu anda görevde olan o, bu yüzden yeterli olmalı. Open Subtitles حسناً ، أنها تحت أمرتك الحالية لذا يجب أن تفي بالغرض
    Konuşma İngilizce'si yeterli, teşekkürler. Open Subtitles الإنجليزية الكولكيالية تفي بالغرض
    Bazen düşmanının tek bildiği şey öldürmekken basit bir aldatmaca yeterli olabilir. Open Subtitles ...بعض الاحيان عندما يكون عدوّك لا يعرف شيئًا عدا القتل فحيلة بسيطة يمكن أن تفي بالغرض
    Sadece evet veya hayır yeterli. Open Subtitles نعم أو لا بسيطة تفي بالغرض
    Ulusal Muhafızlar işimizi görür. Open Subtitles الحرس الوطني ، لديه شاحنة يمكن أن تفي بالغرض
    Elimde olan sadece normal bir defter. - Oda iş görür. Open Subtitles ـ كل مالدي هي مفكرة عادية ـ إنها تفي بالغرض
    Bu odunlar biraz nemli ama yine de iş görür. Open Subtitles هذه السجلات رطبة قليلا ولكنها قد تفي بالغرض
    Biz anlaşmamıza sadık kaldık. Anlaşmamızın koşullarını uygulamanızı istiyoruz. Open Subtitles اسمع، لقد وفينا بوعدنا، لذا نريدك أن تفي بشروط اتفاقاتنا
    Biz anlaşmamıza sadık kaldık. Anlaşmamızın koşullarını uygulamanızı istiyoruz. Open Subtitles اسمع، لقد وفينا بوعدنا، لذا نريدك أن تفي بشروط اتفاقاتنا
    Sanırım her hususta sadık kalacak gücü ve becerisi vardı. Open Subtitles أعتقد أنها كان لديها القوة والمقدرة لتبقي على جميع من تفي به على مقربة,
    Tamam, malzemeye gelince bence 100 parça yeter. Open Subtitles حسنًا، بما يتعلق بمخزون الملابس، أعتقد أن 100 قطعة تفي بالغرض.
    Bin dolar yeter mi? Open Subtitles 1000 دولار امريكي تفي بالغرض ؟
    Bin dolar yeter mi? Open Subtitles 1000 دولار امريكي تفي بالغرض ؟
    - Evet, çekici duruyor. - Tarihler işe yarar. Open Subtitles ـ أجل، أنه نوعًا ما مثيرًا ـ هذه التواريخ تفي بالغرض
    Ayrıca savaş bazen işe yarar. Open Subtitles وبعض الأحيان الحروب تفي بالغرض
    Ama ne zamanki işine gelmemeye başladı hemen sözünü unuttun. Open Subtitles ولكنكِ لم تفي بوعدك باقرب فرصه لم يؤاتك بها الوضع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more