Yakınımızda elma ağaçları olduğunu göstermek için getirdim o kavanozu da. | Open Subtitles | أحضرت الجرّة لأبيّن أن ثمّة أشجار تفّاح قريبة منّا. |
Yolun biraz ilerisinde elma topluyorlar! | Open Subtitles | يوجد حقل تفّاح بعد ! مرتفع الطريق تماماً |
Demir elması ağacının tüm elma ağacı türleri içerisindeki en dayanıklı ve güçlü olanı olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أكنتِ تعرفين أنّ شجرة "هني كريسب" هي أكثرُ شجرةِ تفّاح نشاطاً و قوّة؟ |
Yani... Sanki elma veya Battaniye gibi bir isim değil ki. | Open Subtitles | ليس و كأنه تفّاح أو غطاء أو شيء ما |
Peri masallarının gerçek olduğuna beni inandırmaya çalışıp, o zehirli elmalı turtayı yediğinden beri. | Open Subtitles | مُذ حاولتَ إثبات أنّ القصص الخرافيّة كانت حقيقيّة... عن طريق تناولك فطيرة تفّاح مسمومة |
elmalı bir turta yapmadan Dwight'ın yanına gitmemeliyim. | Open Subtitles | من السيء الزيارة (بدون جلب فطيرة تفّاح لـ(دوايت |
Regina elma suyuna yeteri kadar alkol katmış olsa da sarhoş değildim. | Open Subtitles | مع أنّ (ريجينا) تعدّ شراب تفّاح قويّاً، إلّا أنّي لمْ أكن ثملة |
Artık cebimde elma dilimleri taşıyorum. | Open Subtitles | أحمل شرائح تفّاح في جيبي الآن |
Pazarda bir kadın elma satıcısına bağırıp şefin deliye dönmesiyle ilgili bir şeyler söylüyordu. | Open Subtitles | كان هناك امرأة... تصرخ على بائع تفّاح في السوق... -شيء ما بخصوص الطاهي سيغضب |
Şurada elma ağacı yok muydu? | Open Subtitles | -ألم تكن هناك شجرة تفّاح ؟ |
Aslında, hapishanedeki herkes için elmalı turta yapmadan hiç gitmemeliyim. | Open Subtitles | في الحقيقة، من السيء الزيارة بدون جلب فطيرة تفّاح لجميع من في السجن ! |