"تقارن" - Translation from Arabic to Turkish

    • kıyaslıyorsun
        
    • kıyaslama
        
    • yanında
        
    • kıyaslanamaz
        
    • kıyaslarsın
        
    • karşılaştırılamaz
        
    • karşılaştırıyorsun
        
    • mukayese
        
    • karşılaştırma
        
    • karşılaştırırsın
        
    • karşılaştıramazsın
        
    • karşılaştırıyorsunuz
        
    • kıyaslıyor
        
    • kıyaslıyorsunuz
        
    • boy ölçüşebilir
        
    Kendini onunla kıyaslıyorsun, Onun sahip olduklarını istiyorsun. Bunun sana ne faydası var? Open Subtitles أنت تقارن نفسك به، تريد ما يملكه، بمَ يفيدك ذلك؟
    Hep kıyaslama yapmak lazım, böylece olaylara belli bir mesafeden bakabilirsin. Open Subtitles عليك أنّ تقارن وذلك لكي تكون بعيداً عن مشاكلك
    Büyük aptalca benzerliklerin yanında küçük aptalca farklılıkların bir hükmü yok! Open Subtitles الفروق الصغيرة الحمقاء لا تقارن بالتشابهات الكبيرة الحمقاء
    Ne kadar iyi bir film olduğu dert değil, asla küçük bir çocuğun hayal gücüyle kıyaslanamaz. Open Subtitles مهما كانت روعة الفيلم ، فهي لا تقارن بمخيّلة ولد صغير
    Demokratlarla Cumhuriyetçileri, Nazi Partisiyle nasıl kıyaslarsın? Open Subtitles كيف تقارن الجمهوريين والديمقراطيين بالحزب النازى ؟
    Elbette ki birçoğu diyecektir ki hayvanların acısı Yahudilerin, kölelerin çektiği acıyla karşılaştırılamaz. Open Subtitles على الرغم من أن البعض سوف يقول أن معاناة الحيوانات ربما لا تقارن
    Tamam, ama şu anda sen vajinayla popoyu karşılaştırıyorsun. Open Subtitles أنا متأكده أنك تقارن بين شيئين متماثلين
    Dedektif Britten, kendinizi, deliliği yüzünden akıl hastanesine konmuş bir şizofreni hastasıyla mukayese ediyorsunuz. Open Subtitles محقق بريتن انت تقارن نفسك بمريض تشيزوفرينيا قادته أوهامه ليكون نزيلا بالمصحة
    - Evet. Ama kendin ve Luke'u, Tanrı ve İsa'yla kıyaslıyorsun. Open Subtitles - و أنت تقارن نفسك مع لوك بـ الله و المسيح؟
    Annemi her zaman onunla kıyaslıyorsun. Aynı değiller. Open Subtitles .دائما ما تقارن والدتي بها إنهما لا تتشابهان
    Gerçekten benim insan bebeğimi kasedeki beyninizle mi kıyaslıyorsun? Open Subtitles هل حقًا تقارن جنيني البشري بأنسجتك الدماغية بداخل وعاء؟
    Şu andaki nabzını, komadakiyle kıyaslama. Open Subtitles يمكنك ان تقارن ضغط الدم الان بما كان عليه و انت فى الغيبوبه
    Sen yalnızlık nedir bilir misin? Bunu asla ailenin sana kızması ile kıyaslama! Open Subtitles لا يمكنك للوحدة أن تقارن بما تشعرين به عندما يوبخك والديكِ
    O karanlıkta parlayan yıIdız çıkartmaları bunun yanında halt etmiş. Open Subtitles اللاصقات التي تلمع في الظلام لا تقارن بهذا
    Oldukça iyi bir halk organizasyonum var ama onun parasının yanında lafı bile olmaz. Open Subtitles لديّ منظمة قوية لكنها لا تقارن بقوّته المالية
    Atışı sizinkiyle kıyaslanamaz bile, efendim. Hiç kaybettiğinizi görmedim. Open Subtitles مهارته لا تقارن بمهارتك سيدي لم يسبق أن خسرت بطولة
    Onu buraya sokan suçlar, çıkınca yapacaklarıyla kıyaslanamaz bile. Open Subtitles الجرائم التي أوصلته الى هنا لا تقارن بما سيفعله ان اطلقنا سراحه
    Vietnam'daki çatışmaları nasıl bir fincan kahve ile kıyaslarsın? Open Subtitles كيف جائتك الوقاحة فى ان تقارن بين الصراع هنا فى فيتنام وبين كوب قهوة الكابتشينو؟
    Silah kaçakçılığı işin ne kadar başarılı olursa olsun bu kötü çocukla karşılaştırılamaz bile. Open Subtitles بغض النظر عن نجاح أعمالك في تجارة السلاح إنها لا تقارن بهذه الخطوة الضخمة
    Durumumuzu Romeo ve Juliet ile mi karşılaştırıyorsun? Open Subtitles هل تقارن وضعنا بـ "روميو وجولييت"؟
    Eğer kitabınızı bu kitaplarla mukayese edecekseniz, kitabınız müstehcen değil. Open Subtitles إذا كنت تقارن هذين الكتابين بكتابك، كتابك ليس قذراً.
    karşılaştırma yapabilmek için böyle şeyleri bilmek gerekir. Open Subtitles من المهم أنّ تملك قصصاً كهذه تقارن أمورك معها
    Bununla onu nasıl karşılaştırırsın? Open Subtitles كيف لك أن تقارن هذا بما حدث قبلا؟
    Ama bunlarla karşılaştıramazsın bile. Open Subtitles تلك الفاسقةِ صاحبة هذه القذارة لا تقارن بهذا البرجر بالجبن المضاعف
    İki grup insan alıyorsunuz ilgili özellikleri birbiriyle aynı olan. Bir gruba öleceklerini hatırlatıp, diğerine bir şey söylemiyor ve davranışlarını karşılaştırıyorsunuz. TED تأخذ مجموعتان من الناس والذين هم متشابهين في كل النواحي و تذكر مجموعة بأنها ستموت لكن لاتذكر المجموعة الأخرى ثم تقارن سلوكهم.
    Bunu tahttan çekilmesiyle kıyaslıyor olamazsınız. Open Subtitles لا يمكنك أن تقارن هذا بالتنازل عن العرش.
    Kendinizi Michael Jordan ile mi kıyaslıyorsunuz ? Open Subtitles هذه الأمور تحدث أنت تقارن نفسك لمايكل جوردان ؟
    Sizin ziyafetleriniz bununla boy ölçüşebilir mi? Open Subtitles هل ولائمكم تقارن بهذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more