Plak şirketi arayıp, şarkı söylemezsek Bizi dava edeceklerini söyledi. | Open Subtitles | شركة الاسطوانات اشتكت وسوف تقاضينا اذا لم نغنى |
Bak, bayan, eğer bu seçmeli ameliyatta, en küçük bir şey bile yanlış gittiğinde Bizi dava edeceğini çok iyi bildiğimizden, yapmamayı seçeceğiz. | Open Subtitles | حسنا بمعرفة انك سوف تقاضينا اذا عرفنا ان شي غير صحيح سوف يحدث في هذه العمليه الأختياريه فسوف نختار الا نجريها. |
Bir bayan evimizin önünde düşmüş ve bize dava açıyor. | Open Subtitles | حسنا ، سيدة تعثّرت أمام بيتنا وهي تقاضينا |
Ölen adamlardan birisinin karısı -- dava açıyor. | Open Subtitles | زوجة احدى الرجال المتوفيين تقاضينا |
Kalkmış Bizi dava ediyor demek? | Open Subtitles | و الآن تريد أن تقاضينا كلنا |
Bizi dava ediyor. | Open Subtitles | انها تقاضينا |
Büyük bir "Bizi dava etme" promosyonu aldın. | Open Subtitles | لقد حصلتي على هذا الترقيه الكبيرة.. رجاءا لا تقاضينا |
Bizi dava eden şirketin baş danışmanı ele geçirmek istedikleri platform hazır mı diye bakmak için mühendisini evin içinde gezdirdi o kadar. | Open Subtitles | المحامي الرئيسي للشركة التي تقاضينا عبر بمهندسيه في المنزل حتى يتأكد ان التطبيق الذي يحاولون الاستيلاء عليه جاهز لهم |
Thomas'ın ailesi onu durdurmak için yeterince uğraşmadığımızı söyleyerek Bizi dava edebilir. | Open Subtitles | هنالك بعض المخاوف أن أسرة توماس يمكنها أن تقاضينا مدعية أننا لم نفعل ما يكفي لمنعه |
Ve sana Bizi dava etmeyeceğin için sana bir kağıt imzalatacağız ya da aklına her ne hinlik gelirse diye... | Open Subtitles | وستوقّع على بيان تفيد فيه بأنك لن تقاضينا بسبب التصريف الخاطئ أو بسبب أي عذر سخيف يخطر على بالك بمجرد أن تستوعب الصدمة |
Bunu da sadece Bizi dava etmediği için söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول هذا لأنها لم تقاضينا فقط |