Anladığım kadar İngiltere'deki emekli maaşınız bir kısım medyanın çok didiklediği bir konu. | Open Subtitles | و المشكلة كما أرى أن معاش تقاعدك في بريطانيا يعتبر مادة خصبة للإعلام |
Bir kız. Bu, sen emekli olmadan önce üzerinde çalıştığın davaya benziyor. | Open Subtitles | فتاة، القضية تشبه قضية كنت تعمل عليها قبل تقاعدك. |
Gölün kenarına 2. bi ev, erken emeklilik. | Open Subtitles | وبيتنا الثاني سيكون على بحيرة هذا قبل تقاعدك |
Lonny, emeklilik ikramiyeni şimdiden hazırla çünkü elimde heyecan verici yeni bir yatırım fırsatı var. | Open Subtitles | لوني يستعد لصرف راتب تقاعدك لأنه عندي فرصة جديده ومثيره للأستثمار |
Şimdi markete gidip biraz şarap alacağım, böylece, emekliliğini kutlayabiliriz. | Open Subtitles | سأذهب إلى المتجر الآن وآتي ببعض النبيذ كي نشرب نخب تقاعدك. |
Arkadaşının yardıma ihtiyacı olduğu zaman emeklilikten çıkman lazım. | Open Subtitles | عندما يحتاج صديقك لمساعدتك، فعليك أن تعود من تقاعدك. |
En iyi ihtimalle emekliliğin gelinceye kadar bir mahzende mektup ayıklarsın. | Open Subtitles | فسوف ينتهي بك الحال في قبو تفتح الخطابات بالبخار حتى تقاعدك |
Yani neden Emekliliğine üç aydan az bir süre kala Alman Luger'iyle bir adamı göğsünden vurdun ki? | Open Subtitles | لذا لماذا تلزم لاجر الماني في صدر شاب ثلاثة شهور قصيرة من تقاعدك خمسه مليون دولار. |
emekli olduğunda kırsala taşınmakla çok iyi etmişiz hayatım. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأننا انتقلنا للريف بعد تقاعدك يا عزيزي |
Ve emekli maaşını, sağlık ödeneğini, çalışman için sana verdiğim herşeyi kaybedeceksin. | Open Subtitles | سوف تتوقفين وإلا سأطردك وستفقدين تقاعدك والمزايا |
emekli olacağım için çalışmayı bırakmalı mıyım? | Open Subtitles | هل يجب أن أكف عن العمل حتي اتقاعد؟ ألا تنتظر تقاعدك أيضاً؟ |
Planımız şu; siz ayrılmadan önce emekli fonunuzu ABD'ye nakletmek. | Open Subtitles | الخدعة هي أن تقوم بنقل جزء كبير من رصيد معاش تقاعدك لأمريكا قبل مغادرتك |
emekli olmana rağmen polis içgüdülerini kaybetmemişsin bakıyorum, ha? | Open Subtitles | أعتقدك لم تفقد أسلوب الشرطة هذا منذ تقاعدك |
Eğer bulmazsan, elimdeki küçük kaynağı emeklilik fonuna köstek olmak için harcayacağım. | Open Subtitles | وإن لم تفعل فسوف أستغل كل مصادري الغير محدودة لإعاقة كل قرش من أموال تقاعدك |
Sana bir emeklilik yemeği düzenleyeceğiz. Basın... | Open Subtitles | سنحضّر غداء بمناسبة تقاعدك الصحافة والجميع سيحضرون |
ve, "B," emeklilik şartlarını yeniden gözden geçirmek için ziyaret edilmeni gerekli kılacaktır. | Open Subtitles | وثانياً, أتسائل ان كانت بنود تقاعدك تحتاج للمراجعة؟ |
emeklilik hayatınızda iyi şanslar dilemek istedim. | Open Subtitles | انا فقط أردت أن أتمني لك حظا موفقا في تقاعدك |
Aman zaten emeklilik maasinizi slot makinelerinde çarçur edecektiniz. | Open Subtitles | فقط كنت تصرف راتبك تقاعدك في ماكينات القمار ضعها هنا |
Oğlun o işi batırdığına göre emekliliğini kutlamama izin ver. | Open Subtitles | ،حسنًا، بما أنّه أفسد تلك المهمـة اِسمح لي بتهنئتك على تقاعدك |
emekliliğini çöpe atmış olmuyor musun? | Open Subtitles | هل ستُلقى براتب تقاعدك الى المجارى ؟ |
Adamın sesinin olduğundan daha iyi olduğunu sandın çünkü emeklilikten kurtulmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لقد تخيلت صوته أجمل كثيراً مما هو حقاً... لأنك تبحث عن عذر للخروج من حالة تقاعدك. |
Ama şimdi senin emekliliğin şerefine içmek istiyorum. | Open Subtitles | ، انا لم احتسى شرابآ منذ ذلك اليوم . و لكنى سأحتسى واحدآ لأجل تقاعدك |
Dışarıda yaptığın her şeyi bilmek istiyorum yoksa Emekliliğine kadar rapor yazmanı sağlarım. | Open Subtitles | وأريد أن أعلم بكلّ خطوة ... تتخطوهها في الخارج وإلا سأدعك تكتب التقارير حتّى حين تقاعدك |
O zaman hemen konuya giriyorum. emekliliğe geri dönmen gerek. | Open Subtitles | إذن سأدخل مباشرة في الأمر ينبغي أن تعود إلى تقاعدك. |
Emekliliğinde bar açmayı planladığını sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انك ستفتتح حانه تحتضن تقاعدك |
Bir futbol oyuncusu olsaydınız Emekliliğiniz hakkında konuşurlardı. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} إذا كنت لاعب كرة قدم, {\pos(192,220)} لكانوا حالياً يتحدثوا لك عن تقاعدك. |
emekliliğinin berbat olduğunu düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | لكن اعلم انك تظن ان تقاعدك قد دمر |