"تقبيلها" - Translation from Arabic to Turkish

    • öpmek
        
    • öpmeye
        
    • öpmeyi
        
    • Onu öpebilir
        
    • öpmen
        
    • öpücüğü
        
    • öpmeliydi
        
    • öpmeliydim
        
    Seni değil beni öpmek isteyişini çekemiyorsun. Open Subtitles إنك لا تستطيع تحمل فكرة تقبيلها لي عوضاً عنك
    Onu öpmek ve onu sevdiğimi söylemek istediğimi hissediyorum. Open Subtitles اشعر بأنني اود تقبيلها واخبرها بأنني احبها.
    Yani, onu öptüm ama... Dudaklarından öpmek istiyorum. Open Subtitles أعني, قبّلتها, إلا أنّني أودّ فعلاً تقبيلها كرجل يقبّل فتاته
    Dünyanın bir yerinde, bir adamın onu öpmeye izni var. Open Subtitles أنه يوجد فى هذا العالم رجل يمكنها تقبيلها
    - Berbat. Oradayken bir kız herkese onu öpmeye çalıştığımı söyledi. Open Subtitles تلك الفتاة من كنيستي , أخبرت الجميع أنني حاولت تقبيلها
    Bak ahbap, buraya bu kızla beraber geldim, tamam mı? Yeni yılın geri sayımı sırasında onu öpmeyi planlıyorum. Onu tavlamaya çalışıyorum. Open Subtitles اسمع, أتيت مع الفتاة و كنت أعتزم تقبيلها عند العد العكسي, أنا أحاول استمالتها
    Bana göre, giriş şöyledir bilirsin, meme uçlarına nazik dokunuşlar göğsündeki her bir kaburgayı öpmek, her seferinde daha da aşağıya doğru ta ki dilim göbek deliğine ulaşıncaya kadar. Open Subtitles بالنسبة لي تعلمون اللطف يخلق الهالة تقبيلها من اعلى العمود الفقري ثم أقل وأقل وأقل
    Onu kollarıma almak istiyorum, öpmek istiyorum ve yüzünde güneş ışığını hissetsin istiyorum. Open Subtitles أريد أن ااخذها بين ذراعي ، وأريد أن تقبيلها وأريدها أن تشعر بالشمس على وجهها
    Çocuk kızı öpmek için yanaştı ve kız, kadınların bir şekilde öğrendiği harika bir şey yaptı. Open Subtitles هو يذهب الى تقبيلها وانها تفعل شيء مدهش تك النساء بطريقة أو بأخرى تعلم كيفية القيام به
    Hayatım boyunca öpmek istediğim tek dudak onunkiydi. Open Subtitles الشفاه الوحيدة التي تمنيت تقبيلها في حياتي.
    Erkekler onu öpmek isteyince uzun tırnaklarıyla hiç çekinmeden yüzlerini çizerdi. Open Subtitles ... عندما كان يحاول الاولاد تقبيلها ... كانت تخدش وجوههم بأظافرها الحادة
    öpmek istedim, ama o sarılmak istedi öpücük-sarılma gibi bir şeydi ne olduğunu bilmiyorum ama sonunda bütün vücudunu sallamakla kaldım. Open Subtitles حاولت تقبيلها لكنها تريد معانقة حسناً؟ ثم أمسكت بي و أنا أحاول معانقتها و تقبيلها لا أعرف ما هذا الوضع ثم كانت النتيجة أن أهز جسدها بالكامل
    Oradayken kiliseden tanıdığım bir kız herkese onu öpmeye çalıştığımı söyledi. Open Subtitles تلك الفتاة من كنيستي , أخبرت الجميع أنني حاولت تقبيلها
    Onu öpmeye çalıştım, yarım saat boyunca konuştuk. Open Subtitles حاولت تقبيلها, بعد أن تحدّثنا لنصف ساعة.
    Cate itti seni, seni ahmak onu öpmeye çalıştığında... Open Subtitles كايت دفعتك ، يا حمار عندما حاولت تقبيلها
    Edmund, çok zengin bir kadın onu öpmeye çalıştığımı söylüyor. Open Subtitles إدموند , إمرأة , إمرأة ثرية جداً قالت بأني حاولت تقبيلها
    Onu öpmeyi bırak ve o incinmeden buna bir son ver. Open Subtitles يجب أن تتوقف عن تقبيلها وتضح نهاية لهذا قبل أن تؤذي مشاعرها
    Evet. Anahtarı sokmak için bile önce onu öpmen gerekiyor. Open Subtitles أجل ، أجل ، عليك تقبيلها قبل أن تضعِ المفتاح.
    Torunumu buraya getir de ona güle güle öpücüğü vereyim. Open Subtitles أحضري حفيدتي هنا كي يمكنني تقبيلها
    - Onu öpmeliydi. Open Subtitles -كان عليه تقبيلها كلا..
    Oh, onu öpmeliydim. Open Subtitles اوه, كان يجب علي تقبيلها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more