Seni değil beni öpmek isteyişini çekemiyorsun. | Open Subtitles | إنك لا تستطيع تحمل فكرة تقبيلها لي عوضاً عنك |
Onu öpmek ve onu sevdiğimi söylemek istediğimi hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر بأنني اود تقبيلها واخبرها بأنني احبها. |
Yani, onu öptüm ama... Dudaklarından öpmek istiyorum. | Open Subtitles | أعني, قبّلتها, إلا أنّني أودّ فعلاً تقبيلها كرجل يقبّل فتاته |
Dünyanın bir yerinde, bir adamın onu öpmeye izni var. | Open Subtitles | أنه يوجد فى هذا العالم رجل يمكنها تقبيلها |
- Berbat. Oradayken bir kız herkese onu öpmeye çalıştığımı söyledi. | Open Subtitles | تلك الفتاة من كنيستي , أخبرت الجميع أنني حاولت تقبيلها |
Bak ahbap, buraya bu kızla beraber geldim, tamam mı? Yeni yılın geri sayımı sırasında onu öpmeyi planlıyorum. Onu tavlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | اسمع, أتيت مع الفتاة و كنت أعتزم تقبيلها عند العد العكسي, أنا أحاول استمالتها |
Bana göre, giriş şöyledir bilirsin, meme uçlarına nazik dokunuşlar göğsündeki her bir kaburgayı öpmek, her seferinde daha da aşağıya doğru ta ki dilim göbek deliğine ulaşıncaya kadar. | Open Subtitles | بالنسبة لي تعلمون اللطف يخلق الهالة تقبيلها من اعلى العمود الفقري ثم أقل وأقل وأقل |
Onu kollarıma almak istiyorum, öpmek istiyorum ve yüzünde güneş ışığını hissetsin istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ااخذها بين ذراعي ، وأريد أن تقبيلها وأريدها أن تشعر بالشمس على وجهها |
Çocuk kızı öpmek için yanaştı ve kız, kadınların bir şekilde öğrendiği harika bir şey yaptı. | Open Subtitles | هو يذهب الى تقبيلها وانها تفعل شيء مدهش تك النساء بطريقة أو بأخرى تعلم كيفية القيام به |
Hayatım boyunca öpmek istediğim tek dudak onunkiydi. | Open Subtitles | الشفاه الوحيدة التي تمنيت تقبيلها في حياتي. |
Erkekler onu öpmek isteyince uzun tırnaklarıyla hiç çekinmeden yüzlerini çizerdi. | Open Subtitles | ... عندما كان يحاول الاولاد تقبيلها ... كانت تخدش وجوههم بأظافرها الحادة |
öpmek istedim, ama o sarılmak istedi öpücük-sarılma gibi bir şeydi ne olduğunu bilmiyorum ama sonunda bütün vücudunu sallamakla kaldım. | Open Subtitles | حاولت تقبيلها لكنها تريد معانقة حسناً؟ ثم أمسكت بي و أنا أحاول معانقتها و تقبيلها لا أعرف ما هذا الوضع ثم كانت النتيجة أن أهز جسدها بالكامل |
Oradayken kiliseden tanıdığım bir kız herkese onu öpmeye çalıştığımı söyledi. | Open Subtitles | تلك الفتاة من كنيستي , أخبرت الجميع أنني حاولت تقبيلها |
Onu öpmeye çalıştım, yarım saat boyunca konuştuk. | Open Subtitles | حاولت تقبيلها, بعد أن تحدّثنا لنصف ساعة. |
Cate itti seni, seni ahmak onu öpmeye çalıştığında... | Open Subtitles | كايت دفعتك ، يا حمار عندما حاولت تقبيلها |
Edmund, çok zengin bir kadın onu öpmeye çalıştığımı söylüyor. | Open Subtitles | إدموند , إمرأة , إمرأة ثرية جداً قالت بأني حاولت تقبيلها |
Onu öpmeyi bırak ve o incinmeden buna bir son ver. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن تقبيلها وتضح نهاية لهذا قبل أن تؤذي مشاعرها |
Evet. Anahtarı sokmak için bile önce onu öpmen gerekiyor. | Open Subtitles | أجل ، أجل ، عليك تقبيلها قبل أن تضعِ المفتاح. |
Torunumu buraya getir de ona güle güle öpücüğü vereyim. | Open Subtitles | أحضري حفيدتي هنا كي يمكنني تقبيلها |
- Onu öpmeliydi. | Open Subtitles | -كان عليه تقبيلها كلا.. |
Oh, onu öpmeliydim. | Open Subtitles | اوه, كان يجب علي تقبيلها |