"تقتربين" - Translation from Arabic to Turkish

• yaklaşıyorsun
• Yaklaştın
• yaklaşmana
• yaklaştırmam
• yanına yaklaştırmayacağım

Sezgiden yoksun. Sorunlara kafanda bir buz torbasıyla yaklaşıyorsun.
تقتربين من كلّ مشـاكلك بوضع عبوة ثلج على رأسك

Creel olsa gerek. May, hiçbir destek olmadan sivil bir bölgeye yaklaşıyorsun.
"ماي"، انت تقتربين من منطقة سكنية بدون دعم

yaklaşıyorsun, yaklaşıyorsun.
انت تقتربين من ذلك انتِ تقتربين

Yaklaştın. Erkeklerin düşündüğünden daha çekiciyim.
إنك تقتربين من الحقيقة فأنا أكثر جاذبية مما يظن الرجال

Yaptığın onca şeyden sonra sana oğlumun yanına yaklaşmana izin vereceğimi düşündüren şey nedir?
ما الذي يجعلك تظنين بعد كل شيء فعلتيه سأدعك تقتربين من أبني ؟

Teğmen, sizi basının yanına bile yaklaştırmam.
-أيّتها الملازم، لن أدعك تقتربين من الإعلام

Ama sen onu çoktan kaybettin, ...ve yemin ederim seni bir daha onun yanına yaklaştırmayacağım.
باستثناء أنكِ قد سبق و فقدتها و أقسم بألا أدعك تقتربين منها مجددا

Sunağa yaklaşıyorsun.
أنت تقتربين من المذبح

Vaad edilmiş topraklara çok yaklaşıyorsun.
أنت تقتربين من أرض الميعاد

Ortaya yaklaşıyorsun.
أنتِ تقتربين من المنتصف.

Öleceğin yaşa biraz daha yaklaşıyorsun.
أنت تقتربين لسنّ الموت

Benliğine yaklaşıyorsun.
تقتربين من نفسك

Lancelot, irtifa sınırına yaklaşıyorsun. Balonlar fazla dayanmayacaktır.
يا (لانسيلوت) أنت تقتربين من الحافة، لن تتحمل تلك المناطيد طويلًا

Scully, ikinci defadır tehlikeli bir şüpheliye destek olmadan yaklaşıyorsun.
(سكالي) هذه المرة الثانية تقتربين من مشتبه فيه خطير دون دعم

Ne yapmamı istiyorsunuz? Yaklaştın ama hayır.
تقتربين ولكن إجابة خاطئة

Bekleyemez. Işığa Yaklaştın mı?
هل تقتربين من منظّم الأضواء؟

Sana oğlumun yanına yaklaşmana izin vereceğimi düşündüren şey nedir?
ما الذي يجعلك تعتقدين بأنني سأدعك . تقتربين من ابني ؟

Bir de Colburn var, yanlarına yaklaşmana izin vermez.
وكولبرن الذي لا يدعكِ تقتربين منهم.

Korkma, seni çocuğumun yanına asla yaklaştırmam.
لا تقلقي لن ادعك تقتربين من طفلي

Çünkü seni o mücevherin yanına yaklaştırmayacağım, tamam mı?
لأني لن أدعكِ تقتربين من الجوهرة , إتفقنا ؟