"تقتليني" - Translation from Arabic to Turkish

• öldürme
• öldürüyorsun
• öldürmek
• öldürmedin
• öldür
• öldürmeye
• öldürmen
• öldürmeni
• öldürmeyin
• öldüreceksin
• öldürmelisin
• öldürecek
• öldürmüyorsun
• öldürebilirdin
• öldürmeyeceksin

Söylemek istediğim, eğer katil sensen lütfen beni öldürme.
أنا أود أن أقول ..إذا كنتأنت القاتل. فقط، تعرفين فقط لربّما لا تقتليني

Beni öldürme ama biraz ara verip hafta sonu için arkadaşlarımla Vegas'a gidiyorum.
لا تقتليني, ولكنني فكرت في اخذ أجازة نهاية الأسبوع، وأصدقائي سيذهبون إلى "فيغاس".

Addie? Beni öldürüyorsun. Tyler Hatcher neredeyse ölüyordu.
آدي؟ انتِ تقتليني تايلر هاتشر تقريباً متوفي

Bu yüzden mi beraberce vakit geçirmek istediniz? Beni uykumda öldürmek için mi?
ذلك الوقت المناسب الذي نقضيه مع بعضنا لكي تقتليني في نومي

Bunca zaman beni öldürmedin bunun için sağol.
واسمعيني جيداً على انك لم تقتليني حتى الان فشكراً لكي

Hâlâ kalbinde sevgi olduğunu ve seni mutlu edebileceğimi biliyorum, eğer beni öldürmen gerekiyorsa yapmak zorundaysa hadi yap, öldür beni.
أعلم أنه يوجد حب في قلبك و أعلم أني أستطيع جعلك سعيدة لكن و احتجتي أن تقتلينني فيجب عليك فقط أن تتفضلي و تقتليني

Ne yapmaya çalışıyorsun, beni öldürmeye mi?
ما الذي تحاولين القيام به ؟ أن تقتليني ؟

Şimdi beni öldürme ama... bugün kendime birşeyler almak için alış veriş merkezine gittim, yemin ederim, ve birkaç şey buldum, üstünde güzel duracağını düşünüyorum.
حسناً, الآن, لا تقتليني ولكنني كنت في مركز التسوق اليوم, أتسوق لنفسي, أقسم لك ووجدت بعض الأمور التي ستبدو رائعة عليك

Sakın beni öldürme. Çok eğlendiler.
لا تقتليني , لكن كان لديهم تغيير كبير في الأحداث

Söylemek istediğim, eğer katil sensen lütfen beni öldürme.
أنا أود أن أقول ... إذاكنتأنتالقاتل فقط، تعرفين فقط لربّما لا تقتليني

Lütfen, beni öldürme. Ben sadece elçiyim.
أرجوك لا تقتليني أنا مرسول فقط

Bu yüksek seviye adamlara bulaşarak beni öldürüyorsun.
أنت تقتليني تحومين حول الناس رفيعة المستوى

Bayan, şu an beni öldürüyorsun.
. اللعنة يا إمرأة ، أنت تقتليني الآن

Eğer bağı kıramazsan yapman gereken beni öldürmek..
ان لم تقدري على كسر القيد عليك ان تقتليني

Gerçekten sen buysan neden hâlâ beni öldürmedin?
‏إن كانت هذه حقيقتك، فلماذا لم تقتليني بعد؟ ‏

Beni öldüreceğini biliyorum, şimdiden öldür.
أعلم أنكِ سوف تقتليني ، لذا افعليها وحسب

Debbie, belli ki kıskanıyorsun ama beni öldürmeye çalıştın sen.
ديبي، أنا أفهم كونك تغارين، لكنك حاولت أن تقتليني.

Ama hiç mantıklı değil! Neden beni öldürmen için seni geçmişe yollayayım?
و لكن ليس لذلك معنى لماذا أقوم بإرسالك للماضي لكي تقتليني ؟

Karımı öldürürler. Oğlumu öldürürler. Beni hemen şimdi öldürmeni tercih ederim.
سيقتلون زوجتي، سيقتلون ابني أفضّل لو تقتليني الآن

Lütfen, lütfen, beni öldürmeyin. - Eşyalarımız nerede? - Ne eşyası?
رجاءً، رجاءً، لا تقتليني

Beni kötü olduğum için mi, yoksa bana açıldığın için mi öldüreceksin? Neyin var senin?
أوافق , ولكن هل تقتليني لأنني شرير أم لأنكِ فتحي لي قلبك ؟ ما خطبك ؟

Bana vuracaksan, beni öldürmelisin.
إن أردت مواجهتي، من الأفضل أن تقتليني.

Hiç durma. Ölmeme izin vermediğin hâlde beni öldürecek değilsin.
هيا، إمضي قدماً، إنكِ لم تدعيني أموت، لن تقتليني الآن.

Neden ekibimle birlikte beni de öldürmüyorsun?
لماذا لا تقتليني برفقة فريقي وحسب ؟

O ilaçla beni öldürebilirdin, farkındasın değil mi?
هل انتِ تدركين أنه كان من الممكن أن تقتليني بذلك المخدر المميت؟

Beni öldürmeyeceksin.
أنتِ لن تقتليني.