| Bak Cary, savcı yardımcısı Lodge bana yaklaştı. | Open Subtitles | كاري) اسمع محامية الدفاع (لودج) تقربت إلي) |
| Bize o yaklaştı, temsilinizden ötürü hayal kırıklığı yaşamış. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} هي من تقربت منا ، خائبة من تمثيلكم |
| Hafızan yerine geldiğinde sen de göreceksin o kız babasını bahane ederek sana yakınlaştı. | Open Subtitles | ستعلم حين تستعيد ذاكرتك،ولكن تلك الفتاة تقربت منك بدوافع خفيه،مستغلة اسم والدها كعذر |
| Clay'e daha yakınlaştı. Kulübe daha çok bağlandı. | Open Subtitles | تقربت أكثر من " كلاي " التزمت أكثر مع النادي |
| O kızlardan biriyle hiç gerçeği söyleyecek kadar yakınlaştın mı? | Open Subtitles | هل تقربت بما يكفي لأي من تلك الفتيات لتخبرها بالحقيقة؟ |
| Evet, yakınlaştım ona. | Open Subtitles | اذا تقربت منها. |
| Bu gurur duyduğum bir şey değil ama yakınlaştığım her kızın güvenini mahvediyorum sonunda. | Open Subtitles | لستُ فخورًا بهذا، لكن كلّ فتاة تقربت منها |
| Sen sahte isimle , ona yaklaştı, | Open Subtitles | لقد تقربت منه بإسم مستعار |
| Sana yaklaştı ve seni evine davet etti. | Open Subtitles | لقد تقربت منك دعتك إلى منزلها |
| Hiç biriyle yakınlaştı mı? | Open Subtitles | هل تقربت الى اى منهم ؟ |
| Babamla çok çabuk yakınlaştı. | Open Subtitles | هي تقربت من ابي سريعاً |
| Raina hücrede görevdeyken Hamza Kouri ile yakınlaştı. | Open Subtitles | تقربت (رينا) إلى (حمزة كوري) أثناء فترة عملنا على خليته |
| Onunla çok yakınlaştın. | Open Subtitles | لقد تقربت منها بشكل كبير |
| Abrecan'la ise fazla yakınlaştım ve yapamadım. | Open Subtitles | ومع (أبربكان) تقربت كثيرا |
| Sen en çok yakınlaştığım kişisin. | Open Subtitles | كنت أكثر من تقربت منه |
| Bobby, yakınlaştığım tek kişiler sen ve Mia idiniz. | Open Subtitles | (بوبي), انت الوحيد الذي تقربت إليه |