Kazadan yaklaşık bir yıl sonra burada Hukilaha kafede tanıştık. | Open Subtitles | تقابلنا هنا في مقهى هوكيلاو بعد عامٍ تقريباً من الحادث |
Duyduğuma göre bunlardan yaklaşık 40,000 tanesi.. | Open Subtitles | و هل تعلم أنّ في أربعين ألف تقريباً من هذه الغرف .. |
Başkan adayının, konuşmaya başladıktan yaklaşık iki dakika sonra ölmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد للمرشح الرئاسى أن يموت .. بعد دقيقتين تقريباً من بداية خطبة القبول.. |
neredeyse koca bir tır ve orta boy bir köpek tarafından eziliyorduk. | Open Subtitles | كنا سنسحق تقريباً من قبل شاحنة كبيرة و من كلب متوسط الحجم |
Hem neredeyse tamamen boşluk ve hem de öyle kalacak... | Open Subtitles | فهي تتكون بالكامل تقريباً من الفراغ و سوف تبقى كذلك |
Her gece yarım bardak kadar doluyor. | Open Subtitles | لقد تمكّنتُ تقريباً من تعبئة. نصف كأسٍ كلّ ليلة. |
yaklaşık iki yıldır Tanrı'dan bir işaret bekliyordum. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ سنتين تقريباً من أجل إشارة من الله. |
Şu an üretiyor olduğumuz disk, ortalama bir yılanın yaklaşık 5000 katı büyüklüğünde. | Open Subtitles | القُرص الذي نصنعه هو أكبر بخمسة آلاف مرة تقريباً من الأفعى العادية |
Ölü, yaklaşık 90 dakika önce arabasından 911'i aramış. | Open Subtitles | لقد إتصلت المتوفية بالطواريء منذ 90 دقيقة تقريباً من سيارتها |
Otomobil endüstrisindekiler de dahil olmak üzere yaklaşık bir buçuk milyon işçi... | Open Subtitles | لقد فكرت ان مليون ونصف المليون تقريباً من العمال.. تشمل الذين يعملون فى تصنيع السيارات |
- İlçenin yaklaşık 7 mil kuzeybatısında. | Open Subtitles | على بعد سبعة أميالٍ تقريباً من شمال غربيّ البلدة |
Sağ çenesindeki şişlik yaklaşık beş hafta önce başladı. | Open Subtitles | تورم بفكه الايمن بدأ تقريباً من خمس اسابيع |
Vücudunuzun sol tarafındaki kas kütlesi sağ tarafınıza göre yaklaşık yüzde beş büyüdü. | Open Subtitles | أصبحت الكتلة العضلية في الجانب الأيسر لجسدكِ أكبر بـ5 بالمئة تقريباً من جانبك الأيمن. |
Her bir birim, yaklaşık 100 insandan rafine edilir. | Open Subtitles | كل وحدة يتم تكريرها تقريباً من مائة أنسان. |
yaklaşık %75'i hidrojen, geri kalanı da helyumdu. | TED | كان حوالي 75% من الهيدروجين والباقي تقريباً من الهيليوم. |
Tedavi yaklaşık bir dakika sürer ve çoğu hasta her seanstan yaklaşık bir saat sonra normal aktivitelerine geri döner. | TED | تستمر الجلسة العلاجيّة نحو دقيقة واحدة، ويستطيع معظم المرضى متابعة نشاطاتهم العاديّة بعد ساعة تقريباً من كلّ جلسة علاجيّة. |
Ve bunu yapmamızdaki sebep, bu fotoğrafın merkezindeki kişi, Linus Pauling'dir. yaklaşık altı ay önce, proteinler için alfa heliks yapısını önermişti. Böyle yaparak sağda duran adamı devre dışı bırakmıştı; Kendisi, Cavendish'de profesör Sir Lawrence Bragg'dır. | TED | وسبب القيام بذلك، في وسط هذه الصورة، يوجد لاينس باولينغ. قبل 6 أشهر تقريباً من اقتراحه لبنية ألفا الحلزونية للبروتينات. وبفعله لذلك، كان قد نفى الرجل الذي يقف على اليمين، السير لورنس براغ، الذي كان أستاذ مختبر كافندش. |
Şu anda, AIDS hastalarının neredeyse yüzde 100'ünün evde tedavi edilmesine rağmen ayda 325 kişinin tedavisini yapıyoruz. | TED | نحن الآن نعالج 325 شخص شهرياً، رغماً عن حقيقة أن 100 في المائة تقريباً من مرضى الإيدز الآن يتعالجون في البيت. |
Sonra da yüzükleri ve tren biletlerini aldım toplanmayı da neredeyse bitirdim. | Open Subtitles | ثم أحضرت الخاتمين وتذكرتي القطار انتهيت تقريباً من حزم حقائبي |
Aslına bakılırsa, neredeyse eminiz ki... gulyabaniler ve kurt adamlar belediyede yüksek mevkilerde. | Open Subtitles | في واقع الامر، نحن متأكدون تقريباً من الغول والمذؤوبون إحتلّواْ مواقعَ عاليةَ في قاعةِ المدينةِ |
İlkbaharda, yarım milyona yakın maden işçisi, bir ay süreyle grev yaptı. | Open Subtitles | ... فى ربيع هذا العام قام نصف مليون عامل تقريباً من عمال مناجم الفحم ، عـلى تنظيم أضراب استمر قرابة الشهر |