"تقنعني" - Translation from Arabic to Turkish

• beni ikna
• ikna etmen
• ikna etmene
• vazgeçirmeyi

Çoktan yaptığın bir şey için beni ikna etmeye mi çalışıyorsun?
هل تـحاول أن تقنعني بفعـل شيئاً فعلته أنت أصلاً مسبقاً ؟

Bir daha onu yola çıkarmam konusunda beni ikna etmene izin vermeyeceğim.
لن أسمح لك بأن تقنعني أبداً بأن أصطحبها إلى الطريق مرة أخرى

Beş tane gördüğüne beni ikna etmeyi mi, yoksa gerçekten beş tane gördüğünü mü?
أن تقنعني بانك ترى خمسه, او ان تراهم حقيقة؟

Rütbelinin biri, halk önüne çıkmaya beni ikna etmen için seni göndermiş.
... الرئيس أرسلك إلى هنا ... لكي تقنعني بأنّي البطل المنشود . من أجل حربهم الحقيرة

Nefret ettirdi. Satıcı kızın beni ikna etmesine izin vermemeliydim.
أكره هذه الأحذية، لم يجب علي أن أدع تلك البائعة تقنعني بها

Kennedy-İsa karışımı beyaz çocuk olduğuna beni ikna etmek için.
لكي تقنعني أنك ذلك الفارس الأبيض جالب العدالة للسود

Fark etmez, bunu yaparak yine de beni ikna edemeyeceksin.
لن تقنعني بفعل هذا انا لست الرجل الذي تظنّه

- Jon Donelly'nin cinayetiyle alakanilgin olmadığına dair beni ikna etmeni.
اريدك انت تقنعني ان ليس لديك اي علاقة بمقتل "جون دونلي".

Buradaki gösterinizin hepsi beni ikna ediyor, bir avukat istiyorum.
كل ما تفعله هو أنّك تقنعني .بأنني أحتاج محاميا

Peki ama bak, seni bırakmamı, fikrimi değiştirmeye beni ikna etmek için istediğini biliyorum.
حسناً، أنا أعلم أنك طلبت مني أن أوصلك للبيت حتى تحاول أن تقنعني بتغيير قراري

O yüzden beni ikna etmeye başlasan iyi olur yoksa o adamın sonu kötü.
لذا يتوجب عليك أن تقنعني الآن وإلاّ سيكون في تعداد الموتى،

O yüzden asıl konuya gelmeden önce, neden seni seçmem gerektiğine beni ikna etmelisin.
لذا قبل أن نبدأ بأي عمل، عليك أن تقنعني لم عليّ ان اختارك من الأصل

Geç kaldım diye bana fırça atacağına ölen şirketini neden kurtarayım, sen beni ikna et.
فبدلاً من أن تقرّعني لتأخري يجدر بك أن تقنعني لما عليّ أن أنقذ شركتك التي تحتضر

Polise ya da hastaneye götürmem gerekirken Hanna'yı senin evine götürmeye beni ikna etmesine izin vermemi diyorum.
أن أدع هانا تقنعني بأخذها إلى منزلك بدلاً من الشرطة او المستشفى.

- İnanamıyorum. Konuşup beni ikna etmene izin verdim.
أنا لا أصدق جعلتك تقنعني بذالك

Natalia'yı rahatsız etmeye gelmediğine beni ikna etmek ister misin?
هل ستحاول أن تقنعني أنك لست هنا

Özür dilerim, özür dilerim. beni ikna etmeye çalışmayın.
آسفة ، آسفة لا تحاول أن تقنعني

Senin için neden yatırım yapmam konusunda senin beni ikna etmen gerek.
عليك أن تقنعني حول سبب إستثماري لك.

Beni imzalamamda ikna etmen gerekmiyor mu?
اليس عليك بان تقنعني بان اوافق؟

Beni bu konuda ikna etmene izin vermemeliydim.
لم يكن علي أن أسمح لك بأن تقنعني بهذا العمل

Beni davadan vazgeçirmeyi mi umuyorsunuz?
هل تأمل أن تقنعني بالعدول عن قضيتي القانونية ؟