Benim şanssızlığıma , okul politakası bir uyarı almanı söylüyor. | Open Subtitles | للأسف بالنسبة لي، سياسة الجامعة تقول أنكِ ستحصلين على تنبيه. |
Ve başrahibe, o adama mektuplar yazdığını mı söylüyor? | Open Subtitles | والأم الرئيسة تقول أنكِ تكـتبين الخطابات إليه؟ |
Teyzen çok özel bir kız olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | خالتكِ تقول أنكِ فتاة مميزة جداً |
Kızlar uyurgezeliğinin daha da arttığını söylüyor. | Open Subtitles | الفتيات تقول أنكِ تمشين نائمة كثيراً |
Diğer velileri rahatsız ettiğini söyledi. | Open Subtitles | إنها تقول أنكِ تجعلين الأمهات الأخريات يشعرن بعدم الارتياح |
Teyze, annem senden çok iyi bir Florida fahişesi olacağını söylüyor. | Open Subtitles | الخالة (كارول) ، أمي تقول (أنكِ لكنتِ تصبحين أفضل عاهرة (فلوريدا |
Benim annem de senin muhafazakar bir evreden geçtiğini söylüyor. | Open Subtitles | ! أمي تقول أنكِ ستمرّين بمرحلة المحافظة. |
Senin onu gerçekten dinlediğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنكِ تستمعين لها جيدا |
L kadın bir cadı olduğunu söylüyor duydum. | Open Subtitles | سمعت المرأة تقول أنكِ ساحرة |
Çok genç göründüğünü söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنكِ تبدين شابة |
Abbie seni de bu işe katmamı, yararlı olabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | (آبي) تريدني أن أخطركِ بشأن هذا التطورات، تقول أنكِ ستكونين نافعة. |
Susan, birini öldürdüğünü söylüyor. | Open Subtitles | (سوزان) تقول أنكِ قتلتِ شخصاً ما |
Susan, birini öldürdüğünü söylüyor. | Open Subtitles | (سوزان) تقول أنكِ قتلتِ شخصاً ما |
Bayan S senin gün ışığının içinde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | سيدة (اس) تقول أنكِ عند نور الشمس... |
Annem öyle olduğunu söyledi, ama delirmişsin. | Open Subtitles | أمي تقول أنكِ كنتِ بخير ولكن أصابكِ الجنون |
Ayrıca Meredith dedi ki... sizin özellikle zor biri olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | . . و من الواضح أن (ميريدث) تقول أنكِ صعبة المراس |
Ginger okulla iş arasında gidip geldiğini söyledi. | Open Subtitles | (جينجر) تقول أنكِ تنهارين بين العمل والدراسة |