Biz parti verdik.İnsanlar mücadele edip ölürken, biz parti verdik. | Open Subtitles | قمنا بالإحتفال, في حين أن الناس تكافح وتموت, ونحن نحتفل |
Bir gelecek hayaline ve savaşacak bir şeye sahip olmaktı, çünkü biliyorum bu mücadele bana ait değil. | TED | كان كامتلاك رؤية للمستقبل وشيء تكافح من أجله لأنني أعرف هذا الصراع ليس صراعي. |
Şu anda tedavisi için mücadele ederken dünyadaki binlerce insanın, istismarını izlemeye devam ettiği gerçeğiyle yaşıyor. | TED | واليوم، بينما تكافح للتعافي، تواجه حقيقة أن الآلاف حول العالم مازالوا يشاهدون الإساءة لها. |
Varlığımızın doğasına karşı koyup, bununla savaşıyorsun. Ama bu sonsuza kadar süremez D. | Open Subtitles | أنت تكافح من أجل مقاومه طبيعتنا لكنك لا تستطيع ذلك إلى الأبد,دي |
Eğer bunu gerçekten istiyorsan, Onun için savaşmalısın. | Open Subtitles | إذا كنت تريدها فعلاً، فعليك أن تكافح مِن أجلها |
Hayatı için savaşıyor ve bu daha az çekici ama çok, çok güçIü tarafların ortaya çıktığı andır. | Open Subtitles | سوف تكافح من أجل حياتها ومن ثم سيقوم جانبها القوي جداً باخروج من داخلها |
Layla, yalnız olacağı sessiz, güvenli bir yer bulmaya çabalıyor. | Open Subtitles | تكافح ليلى من أجل العثور على مكان هادئ, وأمن, لتكون وحيدة |
Yaşamak için, adalet için mücadele eden, basmakalıp yargılara meydan okuyan, şaka yapan, şarkı söyleyen bir karaktere vurgu yapan bir film izlemek. | TED | مشاهدة فيلم الذي ربما يسلط الضوء على شخصية تكافح للحياة، أو مجرد شخصية تتحدى التنميط ، وتلقي النكات، تغني أغنية. |
Bu hayatında mücadele vermen gereken zaman. | Open Subtitles | هذا هو الوقت في حياتك الذي عليك أن تكافح فيه |
Bazen kendi geçmişimle mücadele ediyor gibiyim. | Open Subtitles | ويبدو لي أحيانا أن تكافح مع نفس مشكلاتي في الماضي. |
Lynette mesleği ve ailesi arasında bir denge sağlamak için mücadele ediyordu. | Open Subtitles | لينيت كانت تكافح من أجل موازنة مهنتها وعائلتها |
Bruce, sabırlı ol dostum. Sabırlı ol. mücadele etmelisin. | Open Subtitles | بروس، أنـت عالق، يا صاح أنـت عالق، عليك أن تكافح |
Gücü eline geçirebilmek için mücadele etmek ve gizli işbirlikleri yapmak zorundaydın. | Open Subtitles | كان عليك أن تكافح و تتواطئ و تسعى بشدة نحو السلطة |
Başlarına çuval geçirdiğimiz zaman mücadele etseler de serbest bıraktığımızda uzanmaya devam ediyorlar. | Open Subtitles | على الرغم من أنها إلى حد ما تكافح عندما تكون في الحقيبة أو في الشبكة، وعند إطلاق سراحها فإنها تستلقي. |
Bir mücadele veriyorsa veya kafası karışmışsa bu nasıl beni ilgilendirmez? | Open Subtitles | إن كانت تكافح حول شيء محير كيف أن لاتكون من شؤوننا .. ؟ |
Benim için savaşıyorsun. O benim için hiç savaşmadı. | Open Subtitles | أنت تكافح من أجلي هو لن يكافح لأجلي أبداً |
Eğer onu geri istiyorsan, onun için savaşmalısın. | Open Subtitles | أنت تريدها أن تعود يجب أن تكافح من أجلها |
Senin için savaşıyor. | Open Subtitles | هي تكافح من أجلك. |
Annenin de kötü bir anne olduğunu düşünmüyorum fakat bazı başka işlerle çabalıyor. | Open Subtitles | وأنا لا أعتقد أنها أم سيئة لكنها تكافح مع أشياء أخرى |
O zaman benim için savaşmanı isterim. | Open Subtitles | انا أرغب أن تكافح من أجلي |
Uğruna savaştığın Sparta hiç olmadığı kadar zengin ve güçlü olacak. | Open Subtitles | تكافح ذوداً عن سبارطه ستكون أغنى وأقوى من أيِّ وقتٍ مضى |
Bak, seni çırpınırken görmek benim de hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | انا لا استمتع ابداً بمشاهدتك تكافح |
Hâlâ "Benim Küçük Midillim"le cebelleşiyor. | Open Subtitles | إنها ما تزال تكافح مع الفرس الصغير |
Zengin ya da fakir fark etmeksizin bütün ülkeler kapsayıcı bir toplum oluşturmanın mücadelesini veriyor. | TED | كل دولةٍ سواء كانت غنية أو فقيرة فإنها تكافح لبناء مجتمع شامل. |