Bana bir kitap yazdığını söylediğinde internetten biraz araştırmıştım. | Open Subtitles | حينما قلت لي أنك تكتب كتاباً بحثتُ عنه في الإنترنت |
Editörüm, bir kitap yazdığını söyledi. | Open Subtitles | محرري يخبرني أنها تكتب كتاباً - أوه - |
Tim hakkında bir kitap yazmak istiyordu. Tim kabul etmeyince çok sinirlenmişti. | Open Subtitles | أرادت أن تكتب كتاباً عنه ولقد رفض، وكانت غاضبة |
İşe dönmek istiyor musun gerçekten? Onun yerine ne bileyim, kitap yazmak veya ders vermek istemez misin? | Open Subtitles | ألا تريد، لا أدري، أن تكتب كتاباً. |
Bu dövüşle ilgili bir kitap yazıyordu. | Open Subtitles | كانت تكتب كتاباً عن هذه القتالات |
Rowdy ve benim hakkında, dövüşle ilgili kitap yazıyordu. | Open Subtitles | كانت تكتب كتاباً عنّي وعن (راودي) حول القتال |
Margaret kitap yazıyormuş. | Open Subtitles | "مارجريت" كانت تكتب كتاباً. |
Sully hakkında kitap yazıyormuş. | Open Subtitles | - إنها تكتب كتاباً عن (سولي) |