Söz konusu grup dünya çapında kazandığı yandaşlar sayesinde ün kazanıyor. | Open Subtitles | مجموعة اسئله تكتسب الشهره تحت عدد من بطاقات الدعوه في جميع انحاء العالم |
Ama onu burada yavaşlatacak kadar büyük kara parçası olmadığı için bu sürekli momentum kazanıyor. | Open Subtitles | لكن مع عدم وجود كتلة أرضية كافية هناللإقلالمن سرعتها... فإنها تكتسب قوة دافعة |
Arzu ettiğiniz şekilde bir övgüyü hak etmek yerine bir başkasının size bunu bahşetmesini istiyorsunuz. | TED | فأنت لا تكتسب الإطراء الذي تريده، بل تتمنى أن يعطيك أحدهم إياه. |
Fakat bu tür bir güveni kazanmak için aylar gerekebilir. | Open Subtitles | و لكن الامر يحتاج لاشهر كى تكتسب هذه الدرجة من الثقة |
Farklı insanlardan bilgelik, hayat dersleri edinirsin. | Open Subtitles | تكتسب المعرفة، دروس الحياة من أشخاص وأماكن مختلفين. |
Onun güçlerini kazanman mümkün müdür diye bakmak? | Open Subtitles | وترى إذا كان ممكنًا أن تكتسب قواه؟ |
Ben öyle cesur değilimdir. Şimdi oraya gidip o cesareti kazanıyorsun yoksa çelikten bacaklarımı kıçında kırarım. | Open Subtitles | إما أن تكتسب ذلك القدر من الشجاعة فورًا، أو سأحطّم ساقيّ الفولاذيين على مؤخّرتك. |
Ahiren yeni bir plan destek kazanıyor. | Open Subtitles | هناك خطة معارضة تكتسب الدعم مؤخراً |
Ringdeki kendine has hareketleriyle tanınan güreşçi Sultan şimdi çok sıra dışı bir şekilde şöhret kazanıyor. | Open Subtitles | سلطان، المصارع المعروف عن التحركات فريدة من نوعها في الحلقة... تكتسب شعبية الآن عن شيء الأكثر غرابة. |
"Ahlakçı Çoğunluk" güç kazanıyor. | Open Subtitles | ... أعاد( ريغان)بناءأمريكا والأغلبية الأخلاقية تكتسب قوة |
Acı çekerek ve dua ederek hak etmen gerektiğine inanırlar aynı senin dün gece başardığın gibi. | Open Subtitles | وبأنك يجب أن تكتسب روحك من خلال المعاناة والصلاة كما عملت ليلة أمس |
Bunca zaman sonra bir kere de, bunu düşünmeyi hak etmedin mi sence? | Open Subtitles | لمرة واحدة فقط، بعد كل هذا الوقت. ألم تكتسب الحق في التفكير في هذا؟ |
Hayır, hak edene kadar da duymayacağım. | Open Subtitles | كلا ، ليس قبل أن تكتسب إحترامي |
Sen buna hayatını kazanmak mı diyorsun? | Open Subtitles | , هل هذا ما تدعوه تكتسب و تعيش |
"Mason, bir çocuğun... güvenini kazanmak için nasıl gülümsediğini göstersene bana. " | Open Subtitles | أرني كيف تبتسم كي تكتسب ثقة طفل |
Tamam, koğuştaki hastaların güvenini kazanmak için kendin de psikolojik olarak hastaymışsın gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}إذن كي تكتسب ثقة المرضى بالجناح فأنت تتظاهر أنك مريض عقلياً |
- Çok daha fazla hayatı deneyim edinirsin. | Open Subtitles | بإمكانك أنت تكتسب تجارب حياتيه أكثر |
Tecrübe edinirsin. Böylece askerliğin bitince, bir işin olur ve hayatını kazanırsın. | Open Subtitles | سوف تكتسب خبرة بذلك بعد الجيش |
Seyahat edersen, birkaç numara edinirsin. | Open Subtitles | عندما تُسافر، تكتسب أشيائاً... |
30 saniye kadarlığına gittim. Şimdi de yeniden girişi kazanman gerek. | Open Subtitles | 268)} .غبتُ لـ30 ثانية يا صاح - .والآن عليك أن تكتسب دخولك من جديد - |
Saygısını kazanman gerek. | Open Subtitles | عليك أن تكتسب إحترامه. |
Kayıtlar gizlendi, ama gizli bir organizasyon tarafından takip ediliyorsan, temel hack'leme becerileri kazanıyorsun. | Open Subtitles | السجِلات قد أُقفِلت لكن عندما تتعقبك منظمة سرية فإنك تكتسب مهارات القراصنة الأساسية |
Sen yolunu burada kazanıyorsun. | Open Subtitles | تكتسب طريقك هنا' إذا أردت الإحترام |