"تكرهيني" - Translation from Arabic to Turkish

• benden nefret
• nefret ediyorsun
• nefret ediyor
• etmiyorsun
• nefret etmen
• nefret ettiğini
• nefret ettiğinizi
• nefret ediyorsundur
• - Benden

Lütfen bunun için benden nefret etme. Seni her gün arayacağım.
.أرجوك لا تكرهيني من أجل هذا سوف أتصل بكِ كُل يوم

Biliyorum, şu an benden nefret ediyorsun, ama söylemem gerek.
أعرف أنكِ تكرهيني الآن ولكن كان عليّ أن أقول هذا

benden nefret ettiğini biliyorum Zeyna... kendimden nefret ettiğimden daha fazla değil.
أعلم بأنك تكرهيني ليس أكثر مما أكره نفسي

Gidiyorum diye benden nefret ettiğini biliyorum ama geri dönmeliyim.
جيسى.. اعلم انك تكرهيني لأني سأرحل لكنى يجب ان اعود الى مالكى

benden nefret mi ediyorsun?
أنتِ تكرهيني ؟ إستمري في قول هذه الحماقات

benden nefret edebilir! Sen de benden nefret edebilirsin!
يمكنه أن يكرهني يمكنكِ أن تكرهيني أنتِ أيضًا

Senin hamile kalamadığını sandığın için benden nefret ettiğini bilmek işimi kolaylaştırmıyor.
و لا يسهل عليَّ أن أخشى أن تكرهيني لأنكِ تظنين أنه لا يمكنك الإنجاب

benden nefret ettiğin için benim yaptığımı düşünüyor olamaz mısın?
أنتِ تعتقدين بأنني الفاعله لأنك تكرهيني ؟

Ve benden nefret etmen için her sebebi verdim.
أن نفعلة سوية منذ أن كنا بعمر العشر سنوات وأنا قد أعطيتكِ كل سبب يجعلك تكرهيني

benden nefret ettiğini biliyorum ama sana karşı baskıcı bir sürtük gibi davranmıyorum sadece gerçeği söylüyorum.
أعرف أنك تكرهيني لكن ليست طبيعتي أن أكون عاهرة لا تطاق إنني شخص يخبرك الحقيقة

Bak, Kimmie, biliyorum benden nefret ediyorsun, ama bunun acısını babamdan çıkarma.
كيمي.. اعلم انكِ تكرهيني لكن لاتنتقمي من ابي لأجلي

benden nefret ediyorsun,sana ne yapacağının söylenmesini istemedin.ve bıraktın.
لكنكِ تكرهيني,لذا لم تريدي عمل ماقلت لذا توقفتِ

Seni öldürecek, ve benden nefret etsen de umurumda değil.
ذلك سيقلتك , وانا لا اهتم ان كنتي تكرهيني .

Annenin benden nefret ediyor olmasıyla başa çıkabilirim, ancak senin benden nefret ettiğin düşüncesine katlanamam.
يمكنني تقبّل كره أمك لي لكن لا أطيق فكرة أنك تكرهيني

benden nefret ettiğini biliyorum ama bırak ben de yardım edeyim.
أعلم أنك يجب أن تكرهيني لكن دعيني أساعد أيضاً

Benden, Bay Heathcliff'in ettiği kadar nefret ediyorsun.
أنت تكرهيني كثيراً كما يفعل السيد هيثكلف وأكثر من ذلك

Güzel olan, sen benden nefret etmiyorsun Çilli.
من الجيد أنكِ لا تكرهيني يا ذات النمس

Biliyor musun, neden bir kere olsun yüzüme karşı bu ailenin bir parçası olmamdan nefret ettiğinizi söylemiyorsun?
أتعلمين , لمرة واحدة لماذا لا تخبريني في وجهي أنكِ تكرهيني كوني فرد من هذه العائلة؟

- benden nefret ediyorsundur.
لابد أنكِ تكرهيني