Ancak ondan nefret ettiğinizi bana söyleyen sizdiniz, Matmazel Cardwell. | Open Subtitles | ولكنك انت ياأنسة كاردويلمن قلتى لى انك تكرهيه |
Hedefinin yanına yerleşmek için büyük bir fırsatın vardı ama sen bu fırsatı teptin çünkü ondan nefret ediyorsun. | Open Subtitles | كان لديكِ فرصة ذهبية لضمان نفسك نحو هدفك وأنتى تركتيها لأنك تكرهيه |
ondan nefret etmiyorum. Biliyorum sen ediyorsun, ama bunu bir süredir düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لاأكره, أعني أعرف أنك تكرهيه |
Sheena, sanırım ondan en çok sen nefret ediyorsun | Open Subtitles | شينا ، أظن أنكى تكرهيه كثيراً |
Hem ondan nefret edebilirsin istediğin vakte kadar. | Open Subtitles | ويمكنكِ أن تكرهيه... إلى أي حدٍ ترغبي به. |
Bunca zamandır onu elde etmek için ondan nefret ediyor numarası yapmışsın. | Open Subtitles | كانكي تكرهيه حتي تحصلي عليه لنفسك؟ |
Ya ondan nefret ya da onu severdin. | Open Subtitles | إما أن تحبينه أم تكرهيه |
ondan nefret ettiğini zannediyordum. | Open Subtitles | . كنت أعتقد أنّك تكرهيه |
Kendine, ondan nefret etme izni ver. | Open Subtitles | اسمحي لنفسك أن تكرهيه |
ondan nefret etmeni istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريدكِ أن تكرهيه |
- Fakat sen ondan nefret edemezsin, biliyorsun dimi? | Open Subtitles | - ولكنك لا يمكن ان تكرهيه |
Her şeyden çok, Yoo-jin. ondan nefret etme. | Open Subtitles | لا تكرهيه... |
Ondan niye bu kadar nefret ediyorsun, Rae? | Open Subtitles | لماذا تكرهيه جدا ري ؟ |
Niye ondan bu kadar çok nefret ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تكرهيه ؟ |
Bundan nefret ediyorsun. | Open Subtitles | وهذا ما تكرهيه |