Ölmüş olman gerekirdi ama anlaşılan buna da hazır değildin. | Open Subtitles | كان يجب أن تكون ميتاً لكن يبدو أنك لم تكن مستعداً لهذا أيضاً |
Sana karşı dürüst davranmadım. - Ama gerçeklere hazır değildin. | Open Subtitles | لم أكن صريحاً معك، ولكنك لم تكن مستعداً للحقيقة |
Sana yıllar önce söylemeliydim ama hazır değildin. | Open Subtitles | كان عليّ إخبارك قبل سنوات ولكنك لم تكن مستعداً |
Eğer aptal gibi görünmeye hazır değilsen başına asla muhteşem bir şey gelmez, değil mi? | Open Subtitles | إن لم تكن مستعداً لأن تبدو غبياً لن يحدث أي شئ رائع، صحيح؟ |
Pekala, nedenlerini dinlemeye hazır değilsen! | Open Subtitles | حسناً إن لم تكن مستعداً للإصغاء لسبب ما |
Dinle, biliyorum ki, seni kafanın içinde daha gitmeye hazır olmadığın bir yerlere zorladım ve çok üzgünüm, eğer... | Open Subtitles | إسمع , أعلم أننى قد دفعتك للإفضاء عما برأسك , وأنك لم تكن مستعداً للإستمرار |
Onunla ben evlendim. Sen daha kıza bileklik hediye etmeye hazır değildin. | Open Subtitles | اسمع، لقد تزوجتها وأنت لم تكن مستعداً لمنحها سواراً كعربون صداقة |
hazır değildin bu yükü omuzlamaya. | Open Subtitles | لم تكن مستعداً لتحمل ذلك العبء. |
- ...ama o sayfa açılmıyor. - Değişmeye hazır değildin ve bunda bir sorun yok. | Open Subtitles | لكن الصفحة لا تقلب - لم تكن مستعداً للتغيير - |
hazır değildin. | Open Subtitles | أنت لم تكن مستعداً |
Çünkü duymaya hazır değildin. | Open Subtitles | لأنّك لم تكن مستعداً لسماعه |
hazır değildin. | Open Subtitles | لم تكن مستعداً. |
- Dünya'nın sonuna hazır değildin. | Open Subtitles | لم تكن مستعداً لنهاية العالم. |
- Dünya'nın sonuna hazır değildin. | Open Subtitles | لم تكن مستعداً لنهاية العالم. |
hazır değilsen söylemen yeter. | Open Subtitles | إن لم تكن مستعداً فقط قل الكلمة |
İyi misin? Şayet hazır değilsen bunu söylemenin tam sırası. | Open Subtitles | أنت بخير ؟ إن لم تكن مستعداً لهذا |
hazır değilsen, hazır değilsindir. | Open Subtitles | .اذا لم تكن مستعداً ، فليكن هذا |
Haley'le çıkmaya hazır değilsen, seni ben seçebilirim. | Open Subtitles | (و إذا لم تكن مستعداً لمواعدة (هالى يمكننى أن أختارك أنا ، حسناً ، و لكن إذا طبت أنت |
Hapiste yatmaya hazır değilsen suç işlemiş numarası yapma kahkahalar atıp bedava içkiler içerken şans eseri, erkek kardeşleriyle pek çok kavga içinde bulunmuş arkadaşına destek çıkmamazlık etme. | Open Subtitles | إذا لم تكن مستعداً للعمل الآن لا تدّعي فعل الجريمة وأن تظحك و تحصل على مشروبات مجانية ...و لم تستمع لصديقك الذي بالمصادفة ، كان في الكثير من المشاجرات مع إخوته |
Bana kalırsa bu zamanı, daha önce yapamadığın ya da yapmaya hazır olmadığın şeyi yapmaya harcamalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنكَ تحتاج الوقت لعمل مالم تكن مستعداً أو قادراً على عملهِ |
Ama sen hazır olmadığın sürece bunu kendime yapmayacağım. | Open Subtitles | لكني لن أقوم بذلك لنفسي إذا لم تكن مستعداً. |