Sen ahıra girdikten sonra sanki hiç var olmamış gibi ortadan kayboldu. | Open Subtitles | . بعدما دخلت الي الحظيرة . إختفت , كأنها لم تكن موجودة |
Kayıp kişilerin hiçbirine uymuyor. Sanki hiç var olmamış gibi. | Open Subtitles | لا يوجد تطابق لشخص مفقود و كأنها لم تكن موجودة قط |
Zayıf bir sinyal. Menzilini alamadık ama bir saniye önce orada değildi. | Open Subtitles | إشارة ضعيفة جداً، لكنها لم تكن موجودة قبل ثانية |
Hayır, üçüncü kehanet, Agatha'nın kehaneti, orada değildi. | Open Subtitles | لا، لا الرؤية الثالثة, رؤية أجاثا لم تكن موجودة |
Rash Guards diye bir şey henüz var olmadı, değil mi? | Open Subtitles | حسنا حرس راش لم تكن موجودة ذلك الحين , صحيح ؟ |
Victoria, şovun parçalarının artık olmadığı bir şeyi yapıyor olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | أجزاء في المعارض التي لم تكن موجودة. لا، ولكن ما في وسعها. |
Ya beni bu eve almanı sağlayan kural hiç var olmasaydı? | Open Subtitles | ماذا لو أن القاعدة التي جعلتك تأخذي لم تكن موجودة أساساً؟ |
Hayır. Denedim, ama evde değildi. | Open Subtitles | لا، لقد حاولت ولكنها لم تكن موجودة |
Büyük trafiğe dahip olmadan önce mevcut olmayan siteleri gördünüz. | TED | لقد رأيتم مواقع لم تكن موجودة من قبل ,تتلقى عدد هائل من الزوار |
Kate hayatı boyunca onlarla birlikte yaşamış, ama o hiç var olmamış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | لقد قضت مُعظم حياتها مع هؤلاء الناس، وأصبح الأمر كأنّها لمْ تكن موجودة قط. |
Hayatın karmaşa halinde ve bu sayede sanki o hiç var olmamış gibi davranabiliyorsun. | Open Subtitles | أنت تدعى كل هذه الفوضي وكأنها لم تكن موجودة |
Geri döndüğünden beri çok iyi davranıyor ama Jenna'yı kör eden Alison hiç var olmamış gibi davranamayız. | Open Subtitles | لقد كان سلوكها أفضل ما يكون منذ أن عادت ,لكن لا يمكننا التظاهر أن آليسون التي أعمت جينا لم تكن موجودة. |
Sadece üzerine küçük işaretler koyabileceği bir parça kâğıda ihtiyacı var, ve bunu yaparken, daha önce bu belirli birleşimde var olmamış sesleri hayal edebiliyor. | TED | كل ما يحتاجه هو ورقة يستطيع أن يكتب عليها بعض العلامات وبينما يفعل ذلك، بإمكانه تخيل الأصوات التي لم تكن موجودة من قبل في هذا الترتيب |
- Caitlin tarif ettiği bina, var olmamış bile. | Open Subtitles | البناية التي وصفها لم تكن موجودة حتى |
Böbreğiniz önceden orada değildi Bay Chamberlain. | Open Subtitles | لديك كليه لم تكن موجودة في جسمك من قبل، سيد تشامبرلين. |
Tıpkı fizikteki gibi. Sen görene dek orada değildi. | Open Subtitles | . الأمر أشبه بالفيزياء . لم تكن موجودة حتي رأيتها |
Resmi olarak, böyle bir örgüt hiç var olmadı. | Open Subtitles | لم تكن موجودة رسميّاً وكانوا يعملون في هذهِ الشقة |
Çünkü evlendiğim kadın hiç var olmadı. | Open Subtitles | بسبب المرأة التى تزوجتها ؟ لم تكن موجودة |
Larissa ölmedi, çünkü hiçbir zaman var olmadı. | Open Subtitles | لاريسا لم تمت، لأنها لم تكن موجودة أصلا. |
Tabii ki onun izlediği yolu anlayamayız ama bu yolun olmadığı anlamına gelmez. | TED | بالطبع لا نستطيع أن نتوقع هذه المسيرة، ولكن ذلك لا يعني أن تلك المسيرة لم تكن موجودة. |
Eğer olmasaydı bu konuşmayı yapmazdım. | TED | لم أكن لأقدم هذه المحاضرة إن لم تكن موجودة. |
Ama evde değildi. Avukatını aradın. | Open Subtitles | شقيقتي لم تكن موجودة |
Bizim herzamanki yakinsak yaklasimi kullanmak yerine ki bu yaklasimda elde mevcut alternatiflerin en iyisini seceriz, bizi aykiri bir yaklasima tesvik ediyor, henuz mevcut olmayan yeni alternatifler ve cozumler yeni fikirler kesfetmeye. | TED | فبدلا من اللجوء الى الأسلوب العادي الذي يعتمد على تقاطع الأفكار حيث نعتمد الخيار الأفضل من مجموعة خيارات متاحة, "التفكير التصميمي" يشجعنا على أعتماد منهجية متشعبة لإستكشاف خيارات وحلول جديدة أفكار جديدة لم تكن موجودة من قبل. |