Bu kavşaklarda normalde fark etmediğim şeyleri görmek için. | Open Subtitles | يجب أن تدرس هذا القسم الذي لم تلحظه من قبل |
Bu sırada Lucille, bağış için ricacı olarak uğraşıyordu ancak onu hala fark edememişti. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, كانت (لوسيل) تتوسل من أجل جمع التبرعات -لكن مع هذا لم تلحظه |
Christine büyük ihtimalle makyajını fark etmedi. | Open Subtitles | ربما لم تلحظه (كريستين) من خلال الماكياج |
Bunu, düşüncelerini, sorularını kendinle ilgili fark ettiğin her şeyi her ne olursa, not etmek için kullan. | Open Subtitles | تساؤلاتك ... ما تلحظه من نفسك |