Şimdi de oyun oynamak istiyorsunuz. | Open Subtitles | و الآن أنت تريد أن تلعب لعبة أنظر إلى الصور ؟ |
Sistemimizi oyun oynamak için kırdın, bu doğru mu? | Open Subtitles | أنت تقول أنك اخترقت نظامنا لكي تلعب لعبة فحسب ، صحيح ؟ |
Biz oyunu oynamak istiyoruz. Sadece kendin okusan olmaz mı? | Open Subtitles | عائلتك تريد أن تلعب لعبة هل تشعل النار فى نفسك لتخرج منها؟ |
Çok komiksin. Tehlikeli bir oyun oynuyorsun. | Open Subtitles | شخص مضحك, أنت تلعب لعبة خطرة أيها الصغير |
Buraya geldiğinden beri benimle kedi ve fare oyunu oynuyorsun. | Open Subtitles | انت تلعب لعبة القط والفأر معي منذ حضرت الى هنا |
Las Vegas'da olduğunuzu düşünün, kumarhanedesiniz ve oradaki bilgisayarlardan birinde oyun oynamaya karar veriyorsunuz, aynı solitaire ya da satranç oynar gibi. | TED | تخيل أنك في لاس فيجاس، في كازينو، وقررت أن تلعب لعبة في أحد حاسوبات الكازينو، فقط مثل ما تلعب السوليتير أو الشطرنج. |
Geri almak istiyorsan, küçük bir oyun oynamak zorundasın. | Open Subtitles | إذا تعود كذلك سيكون عليك أن تلعب لعبة صغيرة |
Termonükleer savaş adlı güzel bir oyun oynamak ister misin? | Open Subtitles | هل تود أن تلعب لعبة لطيفة للحرب النووية الحرارية .. ؟ |
Buraya gelip küçük bir oyun oynamak istiyorsanız bize haraç vermelisiniz. | Open Subtitles | ان كنت تريد أن تأتي إلى هنا، و تلعب لعبة صغيرة، يتوجب عليك ان تدفع لنا الأيجار |
Büyükanne küçük bir oyun oynamak istiyor. Vay! | Open Subtitles | جدتي تريد أن تلعب لعبة صغيرة |
İkinci bir oyun oynamak istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريد أن تلعب لعبة ثانية؟ |
Bakın eğer kabahat oyunu oynamak istiyorsanız kabahatli sizi tutarım. | Open Subtitles | انظر، إذا كنت تريد أن تلعب لعبة توجيه اللوم، |
Merhaba dostum! İcat ettiğim yeni oyunu oynamak ister misin? | Open Subtitles | أهلا صديقي ما رأيك أن تلعب لعبة جديدة إخترعتها؟ |
Tehlikeli bir oyun oynuyorsun Organa. | Open Subtitles | لان يقرر مجلس الشيوخ اية شئ انت تلعب لعبة خطرة |
Tehlikeli bir oyun oynuyorsun Organa. | Open Subtitles | لان يقرر مجلس الشيوخ اية شئ انت تلعب لعبة خطرة |
Ama sen "ya hep ya hiç" oyunu oynuyorsun. | Open Subtitles | فهمت ذلك لكنك تلعب لعبة كل شيء او لا شيء |
Peygamberdeveleri, hayvanların çoğu gibi, sayı oyunları oynar. | Open Subtitles | السراعف كأغلب الحيوانات تلعب لعبة الأعداد |
Deneyimli bir kadın, doktor hem de çocuk oyunu oynuyor. | Open Subtitles | امرأة محترفة طبيبة ماهرة تلعب لعبة فيديو للصغار |
Seni ve tercihin olan bayanı havaya sokacak seksi birşey çalacağım. Tehlikeli bir oyun oynuyoruz John. | Open Subtitles | إنك تلعب لعبة خطيرة جوني |
Artık babamın küçük ve özel oyununu oynamak istemiyordum çünkü acıtıyordu. | Open Subtitles | أنا لا تريد أن تلعب لعبة بابا خاصا يعد قليلا لأنه يضر. |
Bu gece gerçek bir kadınla beraber olma şansın varken neden benimle oyun oynadığını merak diyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف لم تلعب لعبة التخيل معي بينما كان بإمكانك التواجد مع امرأة حقيقة هذه الليلة؟ |
Tamam, dostlar, Escaped Convict ve Warden's Wife adını verdiğimiz bir oyun oynayacağız. | Open Subtitles | كل الحق ، أولاد ، نحن سوف تلعب لعبة صغيرة تسمى فر المحكوم عليه ومأمور زوجه. |
Bunun anlamı senin de "Patron kim?" oynamayı istemen midir? | Open Subtitles | هل هذا يعني أنك أيضا تريد أن تلعب لعبة "كيف حال والدك؟" |
Eskiden, o da oyunu oynarken paylaştığımız bir şey var gibi hissediyordum. | Open Subtitles | في ذلك الوقت عندما كانت تلعب لعبة شعرت كان لدينا شيء مشترك. |
Yapman gereken şey eğer böylesine yüksek seviyelerde oyun oynuyorsan sahip olduğun bilgiyle bana gelmekti. | Open Subtitles | ما كان يجب أن تقوم به لو كنت تلعب لعبة متقدّمة هو المجيء إليّ بما كان معك |