Harika ve pırıltılı mavi Çiçekler, tabii sen onları parça parça edene kadar. | Open Subtitles | تلك الأزهار الزرقاء الكبيرة زاهية اللون قبل أن تقطعيهم قطعا صغيرة |
Çiçekler kadar narindir. | Open Subtitles | بقدر نعومة تلك الأزهار التي مررت بها في طريقك إلى هنا |
Şuradakiler kapıcıdan gelen Çiçekler değiller mi? | Open Subtitles | أليست تلك الأزهار القابعة هناك من البواب؟ |
Yemek masanızın üzerinde duran o Çiçekler -- çok da doğal olduklarını söyleyemeyiz, çünkü insanlar, O çiçekleri renk vermeleri, aynı boyda kalmaları ve bir hafta dayanmaları için üretirler. | TED | تلك الأزهار الموجودة على مائدة طعامك ليست طبيعية بقدر ما تعتقد لأننا قد قمنا بتهجين الأزهار للحصول على هذا اللون و للحصول على هذا الحجم ولجعلها تدوم لمدة اسبوع |
O çiçekleri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | .. أتتذكر أتتذكر تلك الأزهار ؟ |
Çiçeklerin altında kaybolduğum ilk sefer annemle babam beni bulamamıştı. | Open Subtitles | أوه، عندما أختفيتُ تحت تلك الأزهار لأول مرة، لم يتمكن والداي من العثور عليّ. |
Bu Çiçekler çok güzel! | Open Subtitles | ليس تلك الأزهار هنا، فهي جميلة |
Çiçekler hareket etmiyor. Ama başka bir şey var. | Open Subtitles | تلك الأزهار لم تتحرك ولكن شيء آخر يتحرك |
Çiçekler kıpırdamıyor. | Open Subtitles | جميع الأبواب و النوافذ قد تأكدت من إغلاقها تلك الأزهار لم تتحرك . |
Saksında çok hoş Çiçekler var. | Open Subtitles | تلك الأزهار التى فى وعاءك لطيفه جداً. |
Ve hep o Çiçekler misali tarlalarda yaşayabilmeyi arzulamışımdır. | Open Subtitles | لطالما تمنّيتُ أن... أعيش كأحد تلك الأزهار في الحقول... |
Bir şey soracağım. - Şurada lalelerle Çiçekler var. | Open Subtitles | دعني أسألك، تلك الأزهار كلها هناك |
Bu Çiçekler... Aman Tanrım, anne. | Open Subtitles | تلك الأزهار |
- Bu Çiçekler bana mı? | Open Subtitles | تلك الأزهار لي |
Çiçeklerin böylesine bir anlam taşıyacağını kim düşünürdü ki? | Open Subtitles | من ظنّ أنّ تلك الأزهار قد تعني الكثير؟ |
Harris'ten gelen Çiçekler... | Open Subtitles | تلك الأزهار من (هاريس)... |